| Zehirleyeni bulursak, bize zehrin ne olduğunu göstermelerini sağlarız. | Open Subtitles | فلنعثر على سجين، ونجعله يقودنا إلى السم |
| Belki de Tommy'yi bulmak yerine dikkatini çekip onun bizi bulmasını sağlarız. | Open Subtitles | لربما بدلاً من إيجاد (تومي)، نلفت انتباهه لنا، ونجعله يجدنا |
| Bina içinde emniyette olmanızı sağlarız binanın çevresinde de adamlar bulunur. | Open Subtitles | لذلك يجب أن نتأكد من تأمين الداخل بمجموعة من الرجال خارج موقعك ثم نقوم بمعركتنا |
| Eğer belirli bir süre sonra kızınız başarılı olursa ona uygun barınma koşulları ve iyi bir ücret sağlarız. | Open Subtitles | وإن تمكنت ابنتكم، بعد فترة مناسبة، من إثبات جودتها بالعمل فإننا سنضمن لها... إقامة مريحة وراتبا جيدا |
| Hatta bunu kendisi teklif ederse yapmasını biz sağlarız. | Open Subtitles | فى الواقع , بما أنه أقترح الأمر بنفسه سنحرص على ألتزامه بذلك |
| Evet, biz Wally'nin yanında kalıp başına bir şey gelmemesini sağlarız. | Open Subtitles | أجل، سنبقى مع (والي) ونتأكد من عدم حدوث شيئ |
| Biz de bunun bir sohbet olmasını sağlarız. Şimdi kızkardeşine sofrayı kurmasında yardım eder misin, lütfen? | Open Subtitles | حسناً سنتأكد من أن نجعله حديثاً و الآن هل يمكنك مساعدة أختك في إعداد الطاولة |
| Biz gittikten sonra geçidi gömmelerini sağlarız! | Open Subtitles | و سنجعلهم يقومون بدفن البوابة بعد رحيلنا |
| Yani yaptığınız iş bu mu? Ticaretleri, vizeleri, talepleri ve yeşil kart için evlilik onaylamalarını sağlarız. | Open Subtitles | نحـــن نوفر التجارة والتأشيرات والطلبــات |
| Diğerlerinin bize uymasını sağlarız ve çavuşumuzun katillerini vuranlar olabiliriz. | Open Subtitles | ونجعل الاخرين يلعبون بمفردهم ونكون الرجال الذين قبضوا على قتله الرقيب |
| Dozajı artırıp biraz acı çekmesini sağlarız. | Open Subtitles | نعلقه ونجعله يعاني |
| James'e bir terminal veririz, Chase'i bulmasını sağlarız sonra da Helix'e geri teslim ederiz. | Open Subtitles | نعطي (جيمس) حاسوبًا طرفيًا ونجعله يجد (تشايس) ثم نعيده لـ (هيلكس). |
| - Birini bulur, ona bakmasını sağlarız. | Open Subtitles | -سنجد أحد، ونجعله يُلقي نظرة |
| O halde D'Haranların öğrenmemesini sağlarız. | Open Subtitles | لهذا يجب أن نتأكد من أن الدهارا لن يكشتفوا ذلك. |
| Mahkemeye çıkarak herkesin bilmesini sağlarız. | Open Subtitles | وفي المحكمة نستطيع ان نتأكد ان الجميع يعرف |
| Çanağı devreden çıkartıp kimseyle haberleşememelerini sağlarız. | Open Subtitles | سوف نذهب إلى الطبق الفضائي و سوف ندمره و نتأكد أنه لا تصدر منهم اتصالات |
| Böylece göz temasını sağlarız. | Open Subtitles | بهذه الطريقة سنضمن التواصل بالأعين |
| Suudi Arabistan'a geri dönüp, kilo alıp burka giyip ve hayatının geri kalanını perişan bir şekilde yaşamasını sağlarız. | Open Subtitles | سنحرص على أن لا يكون لديها الخيار إلا الرجوع إلى المملكة العربية السعودية ليزيد وزنها و ترتدي البرقع لبقية حياتها البائسة. |
| Evet, biz Wally'nin yanında kalıp başına bir şey gelmemesini sağlarız. | Open Subtitles | أجل، سنبقى مع (والي) ونتأكد من عدم حدوث شيئ |
| Pekala onu bir deli hücresine tıkar ve on sene duvarlara bakmasını sağlarız. | Open Subtitles | نضعه في عنبر مجانين و نجعله يحدق بالجدران المطاطية لعقد من الزمان |
| Önemsemelerini sağlarız, acı çekenlerin tarafında oluruz. | Open Subtitles | سنجعلهم يهتمون يجب أن نجعلهم يروا تلك المعاناة |
| Biz bu olanağı sağlarız. | Open Subtitles | ونحن نوفر لها هذا الخيار" |
| Dünyanın onu şimdiye kadarki, en büyük medyum olduğunu düşünmesini sağlarız, sonra kanalın ve izleyicilerinin önünde onu yok ederiz. | Open Subtitles | أو يمكننا إعطائه مالذي يريده بالضبط. ونجعل العالم يعتقد بأنه أفضل وسيط روحي عاش, |
| Oylarını alırsak avantaj sağlarız. | Open Subtitles | لو أقنعناهم بالتصويت ، سنحصل على فرصتنا |