| Son saatlerimi bununla harcamak istemiyorum. | Open Subtitles | ليس لدي الكثير من الوقت لااريد ان اضيع ساعاتي الاخيرة في ذلك |
| Geçen Ocak ayına kadar idare edebiliyordum ama işteki çalışma saatlerimi azalttılar. | Open Subtitles | وتمكنت من الصمود حتى يناير عندها بدَؤوا ينقصون من ساعاتي بالعمل |
| Son saatlerimi aramı düzeltmem gereken biriyle geçireceğim. | Open Subtitles | سوف أقضي ساعاتي الأخيرة أقدم تعويضات لشخص ما أحتاج لإصلاح الأمور معه. |
| Çalışma saatlerimi kontrol etmek için mi buradasınız? | Open Subtitles | مرحباً، هل أنت هنا من أجل الساعات المكتبية ؟ |
| Çalışma saatlerimi düşüreceğim. | Open Subtitles | لا استطيع الإستمرار بالعمل هكذا سوف اضطر لتقليل الساعات |
| Son saatlerimi nasıl harcayacağımı biliyorum. Şu şeyi bulmamız gerek. | Open Subtitles | أعرف كيف سأمضي ساعاتي الأخيرة سنجد ذلك الشيء |
| Son saatlerimi sevdiğimle geçirmek istiyorum sadece. | Open Subtitles | أنا فقط أريد أن أمضي ساعاتي الأخيرة مع شخص أحبه. |
| David, şehirdeki son saatlerimi seninle kavga ederek geçirmek istemem. | Open Subtitles | صدقني ديفيد لا أريد قضاء آخر ساعاتي في المدينه للشجار معك مره أخرى |
| En karanlık saatlerimi yaşatmaya gelen bir isim. Arkadaşım. | Open Subtitles | إسم أتى لتمثيل ساعاتي الأكثر ظلاماً ، صديقتي |
| Hayatımın bir döneminde tüm saatlerimi atmıştım. | Open Subtitles | في فترة مضت من حياتي, رميت جميع ساعاتي. |
| Bu haftaki saatlerimi tamamlamam lazım. | Open Subtitles | يجب عليّ أنهاء ساعاتي هذا الأسبوع. |
| saatlerimi azaltacağım. | Open Subtitles | سأقلل أجرة ساعاتي |
| Dolapların kapaklarını kapamakla ve giysileri yerden toplamakla geçen saatlerimi hatta ve hatta günlerimi şimdi çaresizce geri istiyorum. | Open Subtitles | والان كل تلك الساعات المضافة الى الايام التي قضيتها في اقفال ابواب الدواليب وترتيب الملابس |
| Bulmak 20 yılımı ve sayısız saatlerimi aldı. | Open Subtitles | العثور عليه تطلب عقدين من الزمن وعدد لايحصي من الساعات |
| İnanabiliyor musun? Departmanın başındayım. saatlerimi kendim ayarlıyorum. | Open Subtitles | .هل تصدق، أنني الآن رئيسة القسم .أنني أحدد الساعات الخاصة بيّ |
| Bu kutular için saatlerimi harcadım. | Open Subtitles | نعم, بذلت الكثير من الساعات في تلك الصناديق |
| O adamla bu masada saatlerimi harcadım resmen bütün kısımları ondan sağdım. | Open Subtitles | لقد أمضيت الكثير من الساعات على المكتب مع هذا الرجل حرفيًا قمت بإستخراج كل فصل منه |
| Son saatlerimi ailemle mutlu bir şekilde geçirmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد لساعاتي الأخيرة مع العائلة أن تكون سعيدة |
| Son saatlerimi bir oda dolusu beceriksizle geçiriyorum. | Open Subtitles | آخر عشاء لي برفقة هؤلاء المضحكون |
| Bu yüzden saatlerimi bu tuhaf Kunduz Festivalini mantıklı hale getirmeye çalışarak geçiriyorum. | TED | لقد قضيت ساعات وساعات في محاولة لفهم المنطق وراء يوم جرذ الأرض الغريب. |
| Çalışma saatlerimi çok iyi değerlendiremediğimi biliyorum ama biraz boş vaktim vardı da... | Open Subtitles | أعلم بأنه ليس الاستخدام الأمثل للمكتب في ساعات العمل ولكن , كما تعلم , أنظر إلى بعض من الوقت الضائع |
| Ama bütçe sağlayabilmek için saatlerimi harcayacağım. | Open Subtitles | ولكنّي أهمّ بإمضاء ساعات طوال في البحث عن أموال مهدرة في الميزانيّة |