| Hatırlıyorum bir perşembe sabahıydı ve benimle konuşmak için uygun değildi. | TED | أتذكرُ كان صباح الخميس ولم تكن مستعدة للتحدث معي، بالتأكيد، أليس كذلك؟ |
| İthaca'da Pazar sabahıydı, ...birden beklenmedik gelişmeler oldu. | Open Subtitles | كان صباح يوم الأحد عندما عادت إلى ايثكا وحدثت فجأة أمور غير متوقعة |
| Pazar sabahıydı ve Michael mısır köftesi yapıyordu. | Open Subtitles | كان صباح يوم الاحد و كان مايكل يعد كرات الذره |
| Ve bu, Eylül'deki o Salı sabahıydı, dışarıda hava çok güzeldi. | TED | وكان حينها صباح يوم ثلاثاء في شهر سبتمبر وكانت الاجواء رائعة في الخارج |
| Ama uygun olmamasının sebebi yürüyüşe çıkmış olmasıydı çünkü güzel bir bahar sabahıydı ve yürüyüşe çıkmak istemişti. | TED | لكن السبب في عدم تمكنها من التحدث معي هو أنها كانت في نزهة على الأقدام كان صباح أحد أيام الربيع الجميلة وأرادت الذهاب في نزهة. |
| O bir, ilkler sabahıydı. | Open Subtitles | كان صباح المرات الأولى |
| Sakin, sevimli bir cumartesi sabahıydı. | Open Subtitles | كان صباح سبت جميل فارغ |
| Pazartesi sabahıydı ve Michael Bluth babasının suç davasının yeni davacısıyla buluşacağından dolayı gergindi. | Open Subtitles | كان صباح يوم الأثنين و كان (مايكل) بلوث متوتراً للقاء المدّعي العام الجديد لقضية أبيه الأجرامية |
| Bir Perşembe sabahıydı. | Open Subtitles | كان صباح يوم الخميس |
| Kafkas Dağları'nın eteklerinde, ılık bir sonbahar sabahıydı. | Open Subtitles | لقد كان صباح دافئ في أواخر الخريف عند التلال قرب جبال (القوقاز) |
| Bir pazar sabahıydı. | Open Subtitles | كان صباح الأحد.. |
| Yılbaşı sabahıydı. | Open Subtitles | صباح يوم عيد الميلاد. |
| Bir Çarşamba sabahıydı. | Open Subtitles | لقد كان فى صباح يوم أربعاء |