| Sabahları çantayı toplamaya hiç vakit olmuyor. Trene yetişmek için koşmam gerekir. | Open Subtitles | لا يوجد وقت لحزم الحقيبة في الصباح يجب أن أسرع للحاق بالقطار |
| Günün geri kalanının aksine Sabahları iyi gözükmüyor, rengi soluk. | Open Subtitles | لا تبدو بخير في الصباح بالمقارنة مع بقية النهار؟ شاحبة؟ |
| Bir tarafa Sabahları o gün olacaklar hakkındaki düşüncelerimizi, ve öbür tarafa da gece, o gün gerçekte olanları yazacaktık. | Open Subtitles | جانب منها جعلنا نكتبها في الصباح عن توقعاتنا لأحداث اليوم و في الليل نكتب في الجانب الآخر ماذا حدث بالفعل |
| O Cumartesi Sabahları babamla işe giderdim ve o büyük, yeşil kamyona çıkardık. | Open Subtitles | صباح كل سبت كنت اذهب مع والدى الى العمل ونتسلق الشاحنة الخضراء الكبيرة |
| Hayır. Hayır, orada yüzerdik. Pazartesi, Çarşamba ve Cuma Sabahları sekizde. | Open Subtitles | لا، تلقينا دروس سباحة هناك أيام الإثنين والأربعاء والجمعة بالثامنة صباحاً |
| Sabahları içkinin içinden çıkarmak zorunda kalınca bu kadar merhametli olmazsın. | Open Subtitles | عندما تبدأ بجرهم خارج ثكنتك بالصباح فلا تشعر بحِنِّيَة قلب زائدة |
| Sabahları şarap içmek değişimi göstermenin pek güzel bir yolu değil. | Open Subtitles | أن شرب الخمر في الصباح ليست طريقة جيدة لإظهار ذلك الإصلاح |
| Sabahları şarap içmek değişimi göstermenin pek güzel bir yolu değil. | Open Subtitles | أن شرب الخمر في الصباح ليست طريقة جيدة لإظهار ذلك الإصلاح |
| Ben Sabahları nasılsa geceleri de aynı kalan bir baba istiyorum. | Open Subtitles | ما اريده هو اب يكون في الصباح كما هو قي المساء |
| Arabanın rengini mi beğenmedi yoksa Sabahları kestane kokusuyla uyanmak istemiyor muydu? | Open Subtitles | لم تحب مظهرك العابس أو ربما لم تحب رائحة الفستق في الصباح |
| Kolay, eğlenceli, geceleri yatakta vahşi ve Sabahları kek yapan. | Open Subtitles | يَسِرة ومرحة هائجة في الفراش في الليل وفطائر في الصباح |
| Saçlarının yataktan yeni kalkmış gibi görünmesi için Sabahları ne kadar zaman harcıyorsun? | Open Subtitles | كم هي المدة التي تستغرقها في الصباح ل لجعلك تبدو مثل رأس السرير؟ |
| Biliyor musun, Sabahları iyi bir kahve içmek gibisi yoktur. | Open Subtitles | أتعرف، لا يُوجد شيء مثل كوب قهوة جيّد في الصباح. |
| Sabahları uyanıp yaşayan ölü puştlarla savaşmak yiyecek aramak, geceleri iki gözünüz açık uyumak ve sürekli bunu tekrarlamak mı istiyorsunuz? | Open Subtitles | أن تستيقظو فى الصباح وتحاربو الموتى الاوغاد ؟ تناول الطعام وتذهبون للنوم و تفتحون عينين أثناء نومكم تتهيأو ثم تكررو ؟ |
| Sabahları o kadar aç oluyorum ki hemen her şeyi yiyebilirim. | Open Subtitles | أنا دائما جائع جدا في الصباح. أنا أكل كل شيء تقريبا |
| Cuma ve Cumartesi Sabahları ile... hafta arası istediğin bir gün bize uyar. | Open Subtitles | صباح أيام الجمعة والسبت ويوم في منتصف الأسبوع من اختيارك سيكون مناسباً لنا |
| - Sabahları ve öğleden sonraları. - Hafta sonları da hesapları tutardım. | Open Subtitles | في كل صباح وفي كل عصر وألفت الكتب في عطل نهاية الأسبوع |
| Salı Sabahları anneler ve onların okul öncesi çağı çocukları için servisimiz var. | TED | في صباح الثلاثاء من كل أسبوع يكون لدينا دروساً للأمهات وأطفالهم الذين لم يدخلوا المدرسة بعد. |
| Bazen Sabahları uyanıyor ve sadece şöyle düşünüyorum "Neden yataktan çıkayım ki?". | Open Subtitles | أحياناً يأتي عليّ صباحاً أستيقظ وأفكر فحسب لماذا حتي أقوم من الفراش؟ |
| Sabahları erken kalkamıyorsan eve bu kadar geç gelmeyi bırakmalısın ve... | Open Subtitles | عليك التوقف بالقدوم الى المنزل متأخر ,اذ لم تستطع النهوض بالصباح. |
| Maalesef bu da, cumartesi Sabahları oğluyla birlikte çıktıkları bisiklet turuna engel oldu. | Open Subtitles | لسوء الحظ, تعارض ذلك مع جولة السبت الصباحية حيث كان يصطحب ابنه فيها |
| Sabahları. protein almasını önerirdim. | Open Subtitles | أنا سَيكونُ عِنْدي مُقترحُ بَعْض البروتينِ في الصباحِ. |
| Tabii, zaten bende, Sabahları kendime gelmek için çıplak barfiks çeken tiplerden biriyim. | Open Subtitles | بالطبع، إذ أن من هواياتي تكسير الأنابيب قبل أن أبدأ صباحي |
| Babamız asabi bir adamdı Cumartesi Sabahları rahatsız edilmeye tahammülü yoktu. | TED | والدنا كان رجلا عصبيا، شخص لا يتعامل بلطف مع الازعاج في صباحات يوم السبت. |
| Onlara çok teşekkür ediyorum, çünkü Sabahları 4:30'da hatta bazen 3:30'da uyanmaya gönüllü çevirmenler bulmak oldukça zor. | TED | وعلي حقا شكرهم، لأنه من الصعب إيجاد مترجمين يرغبون في الاستيقاظ عند 4:30 صباحًا. أو حتى أحيانًا عند 3:30 صباحًا. |
| Evet, Sabahları başka yerde rahat edemiyorum. | Open Subtitles | نعم ما عدا ذلك لا استطيع اخذ راحتى في أوقات الصّباح |
| Artık Sabahları olması gerektiği gibi karşıIıyordum. | Open Subtitles | الآن أريد أن أعيش الصباحات بالترتيب الصحيح, |
| Öğrencilerin bırakıldığı yer şurası. Sabahları şuradayım. Öğrenci girişinde. | Open Subtitles | هناك مكان إنزال الطلاب، هذا واجبى الصباحي التأكد من دخول الطلاب |
| Sabahları muz, akşamları içki, gümrüğe sokmadan. | Open Subtitles | يستورد الموز بالنهار والخمور بعد منتصف الليل بلا رسوم ضرائب |