| Bu mistik arenada maskeler yok, sadece gerçek var. | Open Subtitles | فىهذهالساحةالغامضة... لا وجود للأقنعة فقط الحقيقة |
| Bu mistik arenada maskeler yok, sadece gerçek var. | Open Subtitles | فىهذهالساحةالغامضة... لا وجود للأقنعة فقط الحقيقة |
| sadece gerçek kahraman o kılıcı buradan alabilir. | Open Subtitles | البطل الحقيقي فقط من يستحق السيف |
| sadece gerçek adımı, doğum adım. | Open Subtitles | ،الاسم الحقيقي فقط اسم مولدي. |
| Ama sadece gerçek bir kahraman... akıntıya karşı gelebilir. | Open Subtitles | لكن وحده الرجل الحقيقي هو من يواجه الأمواج، والسيول متقدماً نحو الأمام أحسنتما |
| Anlaşmayı sadece gerçek aşkın öpücüğü bozabilir. | Open Subtitles | كلاّ! قبلة من حبّ صادق فقط قادرة على فسخ عقدك! |
| Bence sadece gerçek sanatçı, insan tecrübelerine ses verebilir. | Open Subtitles | أعتقد أن الفنان الحقيقي هو من يمكنه أن يعبر بصدق عن التجربة الإنسانية |
| Peri anne, büyüyü sadece gerçek aşkının öpücüğünün bozabileceğini söylemişti. | Open Subtitles | قالت العرّابة أنّ قبلة من حبّ صادق فقط يمكن أن ترفع اللعنة عن (فيونا). |