| Sen sadece kendine yardım etmeyi bilirsin. | Open Subtitles | المساعدة الوحيده التى تعرفها هي مساعدة نفسك فقط |
| Artık çalışıyorsun. sadece kendine sorumlusun. | Open Subtitles | اعملِ الآن يمكنك الإعتماد على نفسك فقط |
| Acaba anahtarı sadece kendine yardım etmek için mi alacaksın? | Open Subtitles | هل ستجد المفتاح لكي تحمي نفسك فقط |
| Şimdi, buraya gel ve kendine bak. sadece kendine bak. | Open Subtitles | الأن تعال لهنا وأنظر لنفسك فقط أنظر لنفسك |
| Bunlar sadece kendine söylemen gereken türde düşünceler. | Open Subtitles | تلك هي نوع من الأفكار عليك أن تقول لنفسك فقط. |
| Sen sadece kendine inanan bir zorbasın. | Open Subtitles | أنت مستبد، ولا تؤمن سوى بنفسك |
| Sonuçta, sadece kendine güvenebilirsin. | Open Subtitles | ،في النهاية" "تستطيعين الاعتماد على نفسك فقط |
| Artık sadece kendine yalan söylüyorsun. | Open Subtitles | أذا,الان أنت تكذب على نفسك فقط. |
| Mücadele etme. sadece kendine zarar veriyorsun. | Open Subtitles | لا تقاومي ، ستؤذين نفسك فقط |
| Sen sadece kendine zarar veriyorsun. | Open Subtitles | أنت تؤذين نفسك فقط |
| Hayır, sadece kendine ihtiyacın var. | Open Subtitles | كلا تحتاجين نفسك فقط |
| Sen sadece kendine karşı sorumlusun, Mulder. | Open Subtitles | إنك مسئول عن نفسك فقط يا (مولدر). |
| sadece kendine zarar vereceksin | Open Subtitles | سوف تؤذي نفسك فقط! |
| Üçlü mızrağı sadece kendine saklamayı düşünmüyordun, değil mi? | Open Subtitles | أنت لاتخطط بأبقاء الرمج الثلاثي لنفسك فقط) |
| sadece kendine saklama da. | Open Subtitles | لا تستأثر بها لنفسك فقط |