Theo Jansen: Bu yaşam formlarını sahillere koymak istiyorum. | TED | ثيو جانسن: ذهبت لوضع هذه الأنواع من الحياة على الشواطئ |
Bu sahillere zincirlenmiş olarak geldiğini sakın unutma, Smith. | Open Subtitles | الآن ، تذكر ياسميث وصلت إلى هذه الشواطئ و أنت مكبل بالسلاسل |
Çürümüş bitki ile beslenmesi, onun atalarının bu uzak sahillere olan uzun yolculuklarında hayatta kalmasını sağladı | Open Subtitles | غذاؤها من النباتات الفاسدة ربما أبقي أجدادها علي قيد الحياة طوال رحلتهم الطويلة إلي هذه الشواطئ البعيدة |
Şimdi, her sonbaharda bu sahillere göç eden diğer genç deniz fillerine katılıyor. | Open Subtitles | هاهو ينظم الآن الى عجل آخر واللذي يهاجر كل خريف الى هذه الشواطىء |
Duba sahilde aşağı yukarı hareket eder bozulan havanın sahillere zarar vermesini engeller. | Open Subtitles | البارجة تجوب الساحل تصلح الشواطىء من اضرار الطقس |
Bazı dahiler sahillere kameralar koydu, böylece giriş yapıp Stinson sahilinin ham görüntülerini görebiliyordum. | Open Subtitles | وضعوا مخيمات على الشواطئ ويمكنني الدخول عليها والحصول على صوراً للأمواج في البحار |
Hava Kuvvetleri düşman noktalarını bombalayarak sahillere 400 ton bomba bıraktılar. | Open Subtitles | وأسقطتت 400 طنًا من القنابل على الشواطئ |
Her yıl, Newfoundland kıyılarında yüzlerce mil boyunca bir tür som balığı kendisini sahillere vurur. | Open Subtitles | كل عام ،على طول مئات الأميال من سواحل (نيوفاوندلاند) تلقي أسماك (الكابلين) بنفسها على الشواطئ |
sahillere birlikte çıkacağız, omuz omuza. | Open Subtitles | "سنقتحم الشواطىء جميعنا معاً. جنباً إلى جنب." |