| O zaman sahip olduğumuz sorunlara ve bazı potansiyel çözümlere dalalım. | TED | لذا دعونا نغوص في بعض التحديات التي لدينا وبعض الحلول الممكنة. |
| Kişisel ilişkiler, bence muhtemelen sahip olduğumuz en güçlü araçlar. | TED | أعتقدُ أن العلاقات الشخصية، هي ربما أقوى الوسائل التي لدينا. |
| sahip olduğumuz bu biyokütle ile bir şeyler yapmamız gerekiyor. | TED | لابد أن نفعل شيئا حيال الكتلة الحيوية التي نملكها. |
| Şu anda sahip olduğumuz ekonomi dahilinde bu işi nasıl çözeriz? | TED | كيف لكم أن تفعلوا ذلك مع الإقتصاد الذي لدينا اليوم ؟ |
| Bu gece öldürülen hayvanlardan biri, sabah uyandığımda onu ölü buldum ve çok kötü hissettim, çünkü o sahip olduğumuz tek boğaydı. | TED | هذه إحدى الابقار التي قتلت ليلآ, وعندما إستيقظت في الصباح وجدتها ميتة, وشعرت بالسوء, لأنه كان الثور الوحيد الذي نملكه. |
| Müzik, sahip olduğumuz en evrensel dil, bir lehçe ve ya dilden çok daha fazlası. | TED | الموسيقى هي أكثر اللغات التي نمتلكها عالميةً، فهي أكثر من مجرد لغة أو لهجة محكية. |
| Akıllı hizmetkarlar olmak için sahip olduğumuz bu büyük gücü kötüye kullanıyoruz ve dünyayı yok ediyoruz. | TED | ونستغل هذه القوة الكبيرة التي لدينا لنصبح حكماء الحكمة، ونقوم بتدمير العالم. |
| Ve Platon, bizim sahip olduğumuz aynı kaygılara çokça sahipti. | TED | و أفلاطون ، كان لديه الكثير من المخاوف نفسها التي لدينا. |
| Seviyorum. sahip olduğumuz bütün online servisleri düşünün. | TED | فكروا بكل الخدمات التي لدينا على الشبكة |
| İşte bunlar şu anda sahip olduğumuz sosyal interneti tehdit eden şeyler. | TED | بالتالي، هذه بعض الأمور التي ربما تهدد الشبكة الاجتماعية التي نملكها. |
| Ama sahip olduğumuz fonlarla ilgili katı kurallar vardı. Fonlar kataraktlı insanlar içindi. | TED | و لكن كانت لدينا تعليمات صارمة بأن التبرعات التي نملكها كانت مخصصةً لمرضى السَّاد. |
| Faydalanma sahip olduğumuz bilgiyi alıp iyiyi daha iyi yapmaktır. | TED | الإستثمار هو الاعتماد على المعرفة التي نملكها وجعلها أفضل. |
| İkinci sorun ise sahip olduğumuz gezegen fazlasıyla adaletsiz şekillerde kullanılıyor. | TED | المشكلة الثانية هي أن الكوكب الذي لدينا يستخدم بصورة مجحفة للغاية. |
| Bir diğer ilginç şey de sahip olduğumuz beyinsapı bir dizi diğer tür tarafından da paylaşılıyor. | TED | وشيئ اخر مثير للاهتمام ان جذع الدماغ الذي لدينا مشترك مع اصناف من الكائنات المختلفة الاخرى. |
| Çocuklarımızı ve kendimizi doğal dünyaya ve basit bir hikaye sayesinde sahip olduğumuz çocukluk sevgisine, eğlenceye ve sihre yaklaştırıyoruz. | TED | إننا نجلب أولادنا وأنفسنا أقرب للعالم الطبيعي وذلك السحر والفرح وحب الطفولة الذي لدينا عبر وسيط القصة البسيط. |
| O, hidrolik kırılma ve kaya gazı icatlarının sonucu olarak, sahip olduğumuz doğal gazı kullanabilir. | TED | إنها تستطيع العمل على الغاز الطبيعي كنتيجة للاختراعات في مجال التكسير الهيدروليكي للغاز الصخري، الذي نملكه نحن هنا. |
| Onu oraya yatırmak için ödeme yaparsam bu evi elimde tutamam ve bu ev sahip olduğumuz tek şey. | Open Subtitles | اذا دفعت لأبقائه هناك. لن أحافظ على البيت والبيت هو الشئ الوحيد الذي نملكه كاملا. |
| Son olarak dünya üzerinde sahip olduğumuz en değerli kaynak tatlı sudur. Tatlı suyu kullanmayın. | TED | وأخيرًا أكثر المصادر النفيسة التي نمتلكها على هذه الأرض هي الماء العذب. لا تستخدم الماء النقي. |
| sahip olduğumuz az parayı özel bir hastane poliçesine yatırdık. | Open Subtitles | جمعنا كل ما نملك وطلبنا الباقي من التأمين لندخلها مستشفى خاصة |
| sahip olduğumuz doğal gaz, köprü yakıt, ben onu böyle görüyorum. | TED | وبالتالي ما لدينا هو جسر وقود من الغاز الطبيعي، هكذا أراه. |
| Günümüzde sahip olduğumuz mikroskoplar, aslında tek tek atomları görebilmekte. Bunlar bu tek atomlara ait bir kaç resim. Her çıkıntı tek bir atomu ifade ediyor. | TED | والمجاهر التي نتوفر عليها اليوم، تستطيع أن ترى ذرات منفردة. وهذه بعض الصور لذرات منفردة. كل نتوءة هنا هي عبارة عن ذرة. |
| İkinci sebep ise sahip olduğumuz teknoloji. | TED | والسبب الثاني بسبب التكنولوجيا التي نملك |
| sahip olduğumuz şeyleri yok etmeyin, her şeyi açıklayamayız. | Open Subtitles | لا تدمري ما كان بيننا لا يمكن شرح و تفسير كل شيء |
| Bu nedenle, geleneksel Afrika'da sahip olduğumuz... ...fındıkkabuğu, yani serbest-pazar sistemiydi. | TED | اذن ، باختصار ، ما كانت لدينا في إفريقيا التقليدية كان نظام سوق حر. |
| İki gün önce sahip olduğumuz şeye hep sahip olalım istedim. | Open Subtitles | أنا فقطت أردت أن نحظا بما حظينا به قبل يومين. للأبد. |
| Bizi koruduğu ve sahip olduğumuz her şeyi verdiği için Allah'a şükürler olsun. | Open Subtitles | الحمدلله الذي آمن روعاتنا و آتانا من فضله |
| sahip olduğumuz öfke ve nefret, tüm bunları bu tarafta sürdürebiliriz. | Open Subtitles | كل هذا الكره و الحقد الذى نملكه ؟ سنحافظ عليه |