| Sana dünyanın en güzel bacaklarına sahip olduğunu söyleyen oldu mu? | Open Subtitles | ألم يخبرك أحد من قبل أن لديك ساقين جمليتين؟ |
| Gördüğüm en güzel bacaklara sahip olduğunu söyledim. | Open Subtitles | لقد قلت له أن لديك أجمل ساقين رأيتهما فى حياتى |
| Bilimsel koşullar altında paranormal bir kabiliyete sahip olduğunu gösterebilen kişiye 10.000 dolar ödül verecekler. | TED | هم سيعطون جائزة 10،000 دولار لأي أحد يظهر تحت ظروف علمية، أن لديه قدرات خارقة للعادة. |
| Melek aurasına sahip olduğunu görebiliyorum. | Open Subtitles | أستطيع أن أرى بأن لديك هالة الملائكة حولك |
| Buralardaki geç kalmış değişiklikleri yapabilecek yeteneğe sahip olduğunu kanıtlara erdirmiş birisi. | Open Subtitles | شخص أثبت ان لديه القدرة اللازمة لاحداث تغييرات حقيقية في هذا المنصب |
| Tarikatın kurtarılan eski üyeleri Seth'in büyü gücüne sahip olduğunu söylüyorlar. | Open Subtitles | أتباعه من الطائفه يقولون انه لديه قوى سحريه |
| Ruhuma sahip olduğunu biliyorum, ama, herkesin iyiliği için bana daha önemsiz işler vermen yerinde olur. | Open Subtitles | ،أعلم أنك تملك روحى وكل هذا ولكنى أعتقد أن العالم سيكون أفضل إذا عملت من أجلك بمسؤوليات أقل |
| Mesajında bizim için hayati önem taşıyan bir şeye başkanın antibalistik füze programından bir şeye sahip olduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | رسالتك قالت أنّ لديك شيئًا مهمًا لنا شيء من برنامج الرئيس للصواريخ الدفاعية المقذوفة؟ |
| Bakın, onun burasının en büyük hissesine sahip olduğunu biliyorum, | Open Subtitles | انظروا .. أنا أعلم أن لديها قدر كبير من الخبرة |
| Sanırım söylemek istediğim şey... geçmişin gitmesine izin verme zamanı... ve burada, benim sadece hayalini kurduğum şeylere sahip olduğunu farkına var. | Open Subtitles | أعتقد أن ما أقوله هو أن تترك الماضي كي تكتشف أن لديك أشياء هنا أحلم بها |
| Senin genel müteahhite sahip olduğunu biliyorlar... ve onun adamları kıçının üstünde oturmaktan başka bir şey yapmıyor. | Open Subtitles | يعلمون أن لديك متعاقدٌ عام.. وأفراده في الخارج جالسون على مؤخراتِهم |
| İşler o noktaya geldiğinde yapılması gerekenleri yapacak cesarete sahip olduğunu fark ettim. | Open Subtitles | ظننت أن لديك الجرأة لتفعل المفروض إن وصل الأمر لهذا |
| Daha önce kimse sana çok kötü bir ruha sahip olduğunu söylemiş miydi? | Open Subtitles | هل أخبرك أحد من قبل أن لديك هالة مظلمة غيرعادية؟ |
| Kaç kişi sana gelip mükemmel bir eşe sahip olduğunu söylüyor? | Open Subtitles | كم عدد الناس الذين يخبرونك أن لديك الزوجة المثالية؟ |
| Dünyadaki en ince sanat koleksiyonuna sahip olduğunu duydum. | Open Subtitles | سمعت أن لديك مجموعة فنية شخصية راقية جداً |
| Böylesi bir çift kişiliğe sahip olduğunu veya iki taraflı mücadelesi olduğunu hiç bilmezdik. | Open Subtitles | لم يكن أحد ليظن أن لديه هذه الشخصية المزدوجة أو هذا المسعى المزدوج |
| İlk sefer kodu etkisiz hale getiren orjinal virüse sahip olduğunu iddia ediyor. | Open Subtitles | حسنا ، إنه يدعي أن لديه الفيروس الأصلي الذى أبطل مفعول كود الهجوم فى المرة الأولى |
| Bu dünyanın en kötü adamıyla aynı simaya sahip olduğunu söylemiyorum bile. | Open Subtitles | ناهيك عن أن لديه نفس ملامح أكثر الأشخاص كراهية في العالم. |
| Bıraktığın ilk intibadan fazlasına sahip olduğunu düşünmeye başladım, tek güçlü özelliğin saçların değilmiş. | Open Subtitles | بدأت أشعر بأن لديك مزايا أكثر مما يظهر للعيان، على الأقل أكثر من مجرد شعر جميل. |
| Ama kalbi nerede? Bu evin bir insan vücuduna sahip olduğunu var saymak olur. O zaman bu planlarda bize yardımcı olacak bir şeyler vardır. | Open Subtitles | فلنفترض ان لديه بنية انسان كيف ستساعدنا هذه المخططات؟ |
| Tüm gezegenlerini savunabilme yeteneğine sahip olduğunu söylüyorlar. | Open Subtitles | قيل انه لديه القدرة عن الدفاع عن الكوكب بأكملة |
| Ve sen bana doğru bilgisayara sahip olduğunu söylüyorsun. | Open Subtitles | وأنت تخبرني أنك تملك الكمبيوتر المناسب |
| Ancak nezaketin de bir sınırı var. Bizi ilgilendirecek bilgilere sahip olduğunu söyledin. | Open Subtitles | لكن للمجاملة حدودها، الآن ذكرتَ أنّ لديك معلومة تهمّنا؟ |
| Niçin beni soyduğunu ya da nasıl insan üstü bir güce sahip olduğunu mu? | Open Subtitles | أن تكون عرفت لماذا قد تسرق مني أو كيف يبدو أن لديها قوة خارقة؟ |
| O rahimden çıkacak her şeyin yüzde ellisi bana ait. Demek bedenime sahip olduğunu düşünüyorsun. | Open Subtitles | أنا أمتلك نصف ما يخرج من ذلك الرحِم إذاً ، تعتقد أنك تمتلك جسدي |
| Öğrenmek ve yaratmak için yeterince zamana sahip olduğunu mu düşünüyorsun? | Open Subtitles | وتعتقدين انك تملكين كل الوقت الذي تحتاجينه للتعلم، والنمو، والابداع؟ |
| Son hakem gördüğü en iyi çük ve taşaklara sahip olduğunu söyledi. | Open Subtitles | الحكم الآخير قال بأنّه يملك أفضل قضيب وخصيتين قد رأهما في حياته.. |