| Bekle, Joe, ortalık sakinleşene kadar. Bu kadar bekledin zaten. | Open Subtitles | إنتظر يا جو حتى تهدأ الأمور إنتظر على أي حال |
| Amerika'ya git, ortalık sakinleşene kadar büyükannenle kal. | Open Subtitles | اذهبي إلى أمريكا، وابقي مع جدتكِ حتى تهدأ الأمور |
| sakinleşene kadar bir şey söyleyeceğini sanmıyorum. | Open Subtitles | لا نستطيع الحصول منها على اى شىء حتى تهدأ |
| Ortalık sakinleşene kadar burada saklanabiliriz. | Open Subtitles | أعتقد أن علينا أن نمكث هنا .حتى يهدأ الوضع قليلاً |
| Troy, Troy, sakinleşene kadar yürü! | Open Subtitles | إمش و هدء من نفسك |
| En azından ölüm tehditleri sakinleşene kadar. | Open Subtitles | على الأقل حتى هدوء التهديدات بالقتل. |
| İşler sakinleşene kadar orada kalırız. | Open Subtitles | إننا سنكون هناك لفتره .. حتى تستقر الأمور |
| Bababirsüre uzağa gitmek zorunda ortalık sakinleşene kadar nereye gittiğimi söyleyemem, amabumektuptabir ipucu gizledim | Open Subtitles | أبوك مضطر أن يذهب بعيدًا لفترة حتى تهدأ الأمور. لا أستطيع أن أخبرك أين أنا ذاهب. |
| Üç ya da dört hafta. Etraf sakinleşene kadar. | Open Subtitles | ثلاثة أو أربعة أسابيع فقط حتى تهدأ الأمور |
| Etraf sakinleşene kadar koruyucu gözaltında birkaç gün. | Open Subtitles | عدة أيام في الحجر الوقائي حتى تهدأ الامور |
| İşler sakinleşene kadar benimle kalsa olur mu? | Open Subtitles | هل سيكون من الأفضل لو بقي معي حتى تهدأ الأمور؟ |
| O sakinleşene kadar, bu konuda konuşmamak en iyisi. | Open Subtitles | من الأفضل ألا نتكلم عن ذلك حتى تهدأ هي |
| O sakinleşene kadar, bu konuda konuşmamak en iyisi. | Open Subtitles | من الأفضل ألا نتكلم عن ذلك حتى تهدأ هي |
| Bu lanet kampanyaya yatırdığım parayı düşün. Ortalık sakinleşene kadar bekle tamam mı? | Open Subtitles | فقط انتظر حتى تهدأ الأمور قليلا، حسنا؟ |
| Sen ve Snoop, bu bok sakinleşene kadar dikkat çekmemelisiniz. | Open Subtitles | (أما أنت و(سنوب فخفّفا من الحركة حتى تهدأ هذه الجلبة |
| Onu evine götürün. sakinleşene kadar başında bekleyin. | Open Subtitles | خُذها الى منزلها وابقيها هناك حتى تهدأ |
| - Ortalık sakinleşene kadar onu kuzeye göndereceğiz | Open Subtitles | سنحاول تهريبها الى الشمال حتى تهدأ الأمور - |
| Belki o sakinleşene kadar bizimle gelmelisin. | Open Subtitles | ربّما يجب أن تأتي إلى هنا معنا حتى يهدأ قليلاً. |
| sakinleşene kadar yürü! | Open Subtitles | إمش و هدء من نفسك |
| Ortam sakinleşene kadar orada kalabilir. | Open Subtitles | بوسعه البقاء هناك حتى هدوء الأوضاع |
| - İşler sakinleşene kadar üretmiyoruz. | Open Subtitles | لن نقوم بالطبخ حتى تستقر الأمور |
| Ama annen sakinleşene kadar burada kalman daha iyi. | Open Subtitles | ولكن أظن الخلاصه أنك ستكون هنا أفضل حتى تهدئ أمك |
| Ortalık sakinleşene kadar başka bir yerde kalmanı istiyor. | Open Subtitles | أنه يخبرك بأن تبقي فى مكان ما حتي تهدأ الامور |