| Son zamanlardaki soygunlar yüzünden burda sakladığımız paranın miktarını azalttılar. | Open Subtitles | خفضوا كمية المال التى نحتفظ بها بسبب عمليات السطو الأخيرة. |
| sakladığımız ve paylaştığımız sırlar bizi tanımlar. | TED | تتحدد شخصيتنا بالأسرار التي نحتفظ بها والأسرار التي نتشاركها. |
| Sizi temin ederim, Müfettiş, sizden sakladığımız bir bilgi yok. | Open Subtitles | أؤكد لك، أيها المفتش، لم نخفي أي معلومات منك. |
| Gerçek görünüşümüzü sakladığımız sürece insanlarla bir arada yaşayabiliriz. | Open Subtitles | إذا أستطعنا أن نخفي شكلنا الحقيقي ، يمكننا أن نعيش بينهم و بشكل مباشر بجانبهم |
| Tabancanı çekip, cephaneliği sakladığımız yere doğru koş. | Open Subtitles | وأركض إلى ذلك المبنى الذي اخفينا فيه الأسلحة |
| Az önce bir ton malzeme sakladığımız evin içinden geçtiniz. | Open Subtitles | لقد كنت في المنزل الذي نخبئ فيه معداتنا وقد استولوا على معداتنا... |
| İşte işimizin bir bölümüde, sakladığımız bu şeyleri ortaya çıkarmaktır. | Open Subtitles | و جزءاً من عملنا هو كشف الأشياء التي نخفيها |
| Bizi. Gerçek yüzümüzü. sakladığımız yüzümüzü. | Open Subtitles | أنفسنا الحقيقية , وجوهنا المخفية |
| Amerika'dan yardım istersek sakladığımız her şey gözler önüne serilecek. | Open Subtitles | إذا طلبنا المساعدة من الولايات المتحدة كل شئ أخفيناه سيكشف |
| Eğer evliliğimizi sakladığımız için hâlâ kızgın olsaydı evet demezdi. | Open Subtitles | ما كانت ستوافق لو كانت ما تزال غاضبة... بشأنْ إخفائنا أنّنا متزوجان. |
| Burası da mürettebat için içkileri sakladığımız yer. | Open Subtitles | حسناً هُنا حيثُ نحفظ الروم من أجل الضُباط. |
| Bizim için çok değerli olan objeleri sakladığımız yerlerdir, sadece kendileri oldukları için onlara değer verdiğimiz yerlerdir. | TED | هي أماكن حين يمكننا أن نحتفظ بأشياء ذات قيمة بالنسبة لنا، حيث نحتفي بها بكونها ما هي عليه فقط. |
| Hadi şu sakladığımız şampanyalardan birini patlatalım. Haklısın. | Open Subtitles | فلنفتح زجاجة الشمبانيا التى كنا نحتفظ بها |
| Birbirimizden sakladığımız sırlar yok çünkü olamaz. | Open Subtitles | لا نخفي الأسرار عن بعضنا البعض لأنه من الصعب تواجدهم في الأساس. |
| Tüm arzularımızı, bizi kendimizden korkutan her şeyi sakladığımız maskemizdir. | Open Subtitles | هذا القناع الذي نخفي خلفه كل الرغبات كل شئ يخيفنا عن أنفسنا |
| Çözemediğiniz tek şey, Armstrong vakfına vermek üzere aldığımız parayı nereye sakladığımız. | Open Subtitles | شئ واحد لم تستطيع معرفته , اين اخفينا المال ؟ كنا سنعيدة الى ذكرى عائلة ارمسترونج. |
| Az önce bir ton malzeme sakladığımız evin içinden geçtiniz. | Open Subtitles | لقد كنت في المنزل الذي نخبئ فيه معداتنا وقد استولوا على معداتنا... |
| Oturup bu genç adamın ailesinin ve geleceğinin, ondan sakladığımız bir skandalla riske atılmasına göz mü yumacağız? | Open Subtitles | هل سنجلس ونضع عائلة ومستقبل هذا الرجل في خطر من فضيحة نحن نخفيها عنه؟ |
| sakladığımız gerçek biri bağlar. | Open Subtitles | حقيقتُنا المخفية تربطنا. |
| Aileden sakladığımız sırrı Stephen'a anlatmak için iznini istemeye gelmiştim. | Open Subtitles | لقد جئت هنا لأطلب منك السماح بإخبار ستيفين حول السر الذي أخفيناه عن العائلة |
| Eğer evliliğimizi sakladığımız için hâlâ kızgın olsaydı evet demezdi. | Open Subtitles | ما كانت ستوافق لو كانت ما تزال غاضبة منّا... بسبب إخفائنا أمر زواجنا. |
| Sırrını sakladığımız sürece hepimizin seninle arkadaş olabileceğini söyledin. | Open Subtitles | قلتِ أنّنا جميعًا بوسعنا أن نكون أصدقاءك طالما نحفظ سرّك |
| Buğdaylarımızı sakladığımız yeri öğrenmek isteyen hırsızlar mısınız? | Open Subtitles | هل أنتم لصوص ترغبون في رؤية أين نخزن حبوبنا ؟ |