| Bir rehinenin salıverilmesi karşılığında. | Open Subtitles | مقابل إطلاق سراح رهينة هذا الرجل ذكي |
| Nicole ve Marcus Bradin'in affı ve salıverilmesi karşılığında Birleşik Devletler, Yemen'in insani taleplerinin tümünü karşılamaya hazır. | Open Subtitles | في مقابل الصفح و إطلاق سراح (نيكول) و (ماركوس براندن) الولايات المتحدة مستعدة لرفص جميع المطالب الإنسانية اليمنية |
| Cornell "Cottonmouth" Stokes'un bu sabah salıverilmesi polis için büyük bir darbe... | Open Subtitles | إطلاق سراح "كورنيل )كوتنماوث( ستوكس" هذا الصباح كان ضربة لقوات الأمن المحلية... |
| Dinleyin, size çocuklarınızın salıverilmesi için Yemen hükümetiyle görüştüğümüzü söyledim. | Open Subtitles | لقد أخبرتكما بأننا نتفاوض مع الحكومة الإيرانية لإطلاق سراح ولديكما |
| Kardeşimizin salıverilmesi yönündeki talebimiz dikkate alınmadı. | Open Subtitles | -طلباتنا لإطلاق سراح أخانا "محمد جاسم" لم تلبى |
| Bob Keaton'ın salıverilmesi federal makamlarca onaylanmış. | Open Subtitles | الإفراج بوب كيتون و وافقت عليها السلطات الاتحادية. |
| Bu kadınların derhal salıverilmesi konusunu tekrar görüşmeleri gerek, ...onlara karşı savaşmaları değil. | Open Subtitles | يجب أن يطالبوا بــ الإفراج الفوري عن هؤلاء النساء لا أن يُعاضوه |
| ...ve bu akşamüstü Dışişleri Bakanlığı, Yemen hükümetini Nicole ve Marcus Bradin'in affı ve salıverilmesi hususunda ikna etmeyi başardı. | Open Subtitles | و باكرا هذا المساء... لقد نجحت الوزارة بإقناع الحكومة اليمنية بإعفاء و إطلاق سراح (نيكول) و (ماركوس براندن) |
| Kardeşimizin salıverilmesi yönündeki talebimiz dikkate alınmadı. | Open Subtitles | -طلباتنا لإطلاق سراح أخانا "محمد جاسم" لم تلبى |
| Dale'in salıverilmesi için takas edebileceğim tek şey. | Open Subtitles | "إنّه الشيء الوحيد الذي أعلم أنّ بمقدوري مُبادلته لإطلاق سراح (دايل)." |
| Babasının salıverilmesi için Monmouth'a ricada bulunuyor. | Open Subtitles | (انها ترجو (مونماوث لإطلاق سراح والدها |
| Başkan Saul'un salıverilmesi için yardım paketini kozunu kullanıyor. | Open Subtitles | -أحقا؟ الرئيس يستخدم المساعدات المالية كضغط من أجل الإفراج عن (صول) |