| Bir kadının evinde saldırıya uğradığı ihbarı geldi. | Open Subtitles | تلقينا تقريرا عن ان إمرأة هوجمت في منزلها عن طريق إمرأة معتدية |
| saldırıya uğradığı geceden beri odadaki hiçbir şeye dokunmadım. | Open Subtitles | لم أقم بلمس شيء منذ تلك الليلة.. لقد هوجمت. |
| Çalıntı kamyonet, yöneticisinin saldırıya uğradığı bir apartman dairesinin civarında. | Open Subtitles | السيارة التي سرقها ظهرت في مجمّع سكني حيث المدير هوجم |
| Yani görünüşe göre saldırıya uğradığı zaman bunu giyiyordu. | Open Subtitles | أذن من الواضخ بأنه كان يلبس هذه عندما تمت مهاجمته |
| saldırıya uğradığı gece sanırım kalbi yok edecekti. | Open Subtitles | ليلة تعرضه للهجوم أعتقد أنه اراد تدميره |
| Olay yerinde polis saldırıya uğradığı gibi dükkanlar yağmalandı ve masum insanlar ayak altında ezildi. | Open Subtitles | كان ذلك المشهد حيث تم الإعتداء على الشرطة تم سرقة ونهب الكثير من المُمتلكات وسحق أبرياء |
| Yani bay Randle'ın intikamcı bir hayalet tarafından saldırıya uğradığı beyanını yeniliyor musunuz? | Open Subtitles | اذاً أنتِ مصرة على قول أن السيد ماكراندل قد هوجِم من قِبل شبح يحاول الإنتقام |
| Ancak gemilerimizin saldırıya uğradığı yere bakınca beş küçük adadan biri olabilir. | Open Subtitles | لكن بالنظر إلى المكان الّذي هوجمت فيه السُفن فإنّهم قد يكونوا في واحدة من خمس جُزر صغيرة. |
| Gün doğar doğmaz, Ginnie'nin saldırıya uğradığı yere geri döneceğiz. | Open Subtitles | عندما تشرق الشمس سنذهب الى حيث هوجمت جينى |
| Larkin'in saldırıya uğradığı yer. | Open Subtitles | هذا في نفس المكان الذي هوجمت فيه لاركن |
| Julie'nin saldırıya uğradığı gece Katherine'in nerede olduğunu biliyor musun? | Open Subtitles | .. "ولكن أتعلمين أين كانت "كاثرين .. في الليلة التي هوجمت فيها "جولي"؟ |
| Yani Olivia Prescott'un saldırıya uğradığı yer burası. | Open Subtitles | إذاَ هنا هوجمت " أوليفيا بريسكوت " سبب الوفاة كان إصابة |
| saldırıya uğradığı ilk sefer bu olmayabilir. | Open Subtitles | ربما لا تكون اول مرة هوجمت فيها |
| Sanırım saldırıya uğradığı sırada motoru kontrol ediyordu. | Open Subtitles | ينظر لي مثل هو كان يدقّق المحرّك متى هو هوجم. |
| Sayın Başkan, birkaç saat önce yerel İngiliz İstihbarat ofisinin saldırıya uğradığı hakkında söylentiler duyduk. | Open Subtitles | سيدى الرئيس, سمعنا تقارير أن مكتب المخابرات البريطانية المحلية قد هوجم |
| Pollack'ın saldırıya uğradığı gece oradaydı. | Open Subtitles | ي الليلة التي هوجم فيها بولك, كان هناك. |
| saldırıya uğradığı anda akşam yemeği hazırlıyormuş. | Open Subtitles | حسناً، كان يعد العشاء عندما تمت مهاجمته |
| - Yani artık saldırıya uğradığı zamanı biliyoruz. | Open Subtitles | والآن بتنا نعرف في أي وقت تمت مهاجمته |
| saldırıya uğradığı gece, sanırım kalbi yok edecekti. | Open Subtitles | ليلة تعرضه للهجوم أعتقد أنه اراد تدميره |
| Julie'nin saldırıya uğradığı gece nerede olduğunu sordular. | Open Subtitles | أرادوا أن يعرفوا أين كنت ليلة الإعتداء على "جولي ماير" |
| Xander'ın vücuduna verilen zarara bakacak olursak işkence edilmeden saldırıya uğradığı yönünde belirtiler görülüyor. Evet, bunun olması muhtemel. | Open Subtitles | لو نظرنا إلى كلّ الضرر الذي ألحق بجُثّة (زاندار)، سنرى دلائلَ عن أنّه حقيقةً هوجِم قبل أن يُعذّب. |
| Yani tam da Bayan Beerntsen'in saldırıya uğradığı sırada Gregory Allen gözlem altında değildi. | Open Subtitles | لذلك في الوقت الذي تعرضت فيه السيدة بيرنتس للاعتداء جوريجي ألان لم يكن تحت المراقبة |