| Sally'e inanmamalısınız. Ben ciddi bir iş adamıyım. | Open Subtitles | لا يجب عليك أن تصدق سالي أنا أكثر رجل جاد في العمل |
| Bayan Sally'e mektup yazıp ziyarete gelmesini isteyelim. | Open Subtitles | علينا أن نكتبَ للأنسة سالي و نطلبُ مِنها الحضور لزيارتِنا |
| General Lindford'a, Ulusal Havacılık Derneği'ne ve en önemlisi de, eşim Sally'e teşekkür etmek istiyorum. | Open Subtitles | أنا أوَدُّ أَنْ أَشْكرَ الجنرالَ لندفورد والجمعية الطيرانية الوطنية، والاهم أوَدُّ أَنْ أَشْكرَ زوجتَي سالي. |
| Sally'e bu konuda bulaşma çünkü Sally evrenin dengesi konusunda çok ciddidir. | Open Subtitles | حقا, لا تعبث مع سالي, لانها جاده جدا . حول توازن عالم الاكوان |
| Ben Sally'e söyleyeceğim o da ya... kurallara uyabilir ya da bağımsız olarak adaylığını koymaya devam edebilir ve James'in alçak hesaplarını dünyanın geri kalanıyla | Open Subtitles | سأقول لسالي أنها إما أن تقع في خط أو أنها يمكن أن تستمر في الهرب من المنصب |
| Sally'e yalan söylememize gerek yok çünkü o da bizim gibi. Açıklarsam daha kolay anlarsınız. | Open Subtitles | لا يجب علينا أن نخفي طبيعتنا عن سالي لأن سالي مثلنا سيكون الأمر أسهل في الشرح |
| Beyaz Saray'ın içinden kim Sally'e bilgi sızdırır ki? | Open Subtitles | من الذي سيعطي سالي معلومات من البيت الأبيض ؟ |
| Birisi Sally'e bilgi verdiğini bilmiyor. | Open Subtitles | شخص لا يعلم هو من يعطي سالي لانجستون المعلومات |
| Biz Sally'e sızan görüntülerin kaynağını arıyoruz. | Open Subtitles | نحن نبحث عن كيفية أنه قد تم تسريب اللقطات إلى سالي |
| Sally kendi görüşünü onlara, onlar da görüşlerini Sally'e veriyorlar. | TED | سالي تعطي رأيها لهؤلاء الناس , وهم يُعطوا رأيهم إلي سالي . |
| Şu çatışmayı yarın Sally'e anlatırım. | Open Subtitles | حسناً سأتكلم مع "سالي" بشأن التحصين هذا بالصباح |
| Ve o gece Michael, Gob'un yarattığı araba problemi için Sally'e yardıma gitti. | Open Subtitles | و تلك الليلة, ذهب (مايكل) لمساعدة (سالي) في مشاكل السيارة التي خلقها (غوب) |
| Çünkü oyun yapıyorsan Sally'e akşam yemeğini iptal etmesini söyleyeceğim. | Open Subtitles | . سوف اخبر سالي لكي تلغي العشاء |
| Sally'e elmasların sende olmadığını söylemedin. | Open Subtitles | لم تخبر سالي بأنك لا تملك الماسات |
| Pek futbol sevmem. Sally'e yardım edecek bir şey var mı bakayım. | Open Subtitles | لستُ مولعاً بكرة القدم، أظنّني سأذهب لأرى إن كان بوسعي مساعدة (سالي) |
| Ve Sally'e olanlar hakkında yalan söylemek de hoşuma gitmiyor. | Open Subtitles | " ولا احبُ الكذبَ على "سالي عن ما حدث في الحقيقة |
| Sally'e bir truva atı gönderebiliriz. | Open Subtitles | يمكن أن نرسل فيروساً إلى بريد سالي. |
| Uçak biletimi alıp, Sally'e hoşça kal dedim bile. | Open Subtitles | لقد حصلت على تذكرة الطائرة وأنا حتى قالت وداعاً لـ(سالي). |
| Flowers'ın Sally'e gönderdiği mektupları arıyordu. | Open Subtitles | تبحث عن الرسائل التي ارسلها فلورز لسالي |
| Jacob, Sally'e ne yaptı? | Open Subtitles | ماذا فعل جايكوب لسالي ؟ |
| - Sally'e haksızlık bu. Yani sen kazandın. | Open Subtitles | - لن يكون هذا عادلا لسالي لذلك تفوز أنت |