| Çinli bir herifle San Diego'ya taşınmış ve üç çocukları olmuş. | Open Subtitles | لقد رحلت إلى سان دييغو مع شاب صيني ولديهم ثلاث أطفال |
| Kendim ve benim gibi idealist 18-20 yaşındaki 99 kişi, Görünmez Çocuklar stajı için, San Diego'ya giden uçağa atladık. | TED | إذا أنا و99 شخص مثاليون بين 18و 20 سنة ركبنا طائرة متجهة إلى سان دييغو للتدرب مع الأطفال المخفيون. |
| 13 yaşındaydım. Babam San Diego'ya tayin olmuştu. | Open Subtitles | عندما أنا كنت 13، أبي ركّز في سان دياغو. |
| Ağabeyim San Diego'ya taşındığı için pek göremiyorum. | Open Subtitles | إنتقل أخي الى سان دييغو لهذا لا أراه كثيرا |
| Hayır, San Diego'ya al, kimsenin dikkatini çekmez. | Open Subtitles | لا, اجعليها الى سان دييجو, لن يلاحط ذلك احد |
| Bir dost San Diego'ya götürecek. | Open Subtitles | وأحد أصدقائي سيرأخذك إلى سان دييجو ويوصلك إلى مستشفى البحرية |
| Ah, San Diego. Bir aralar San Diego'ya taşınmayı düşünmüştüm. | Open Subtitles | أوه سان ديجو لقد كنت أفكر فى الذهاب هناك |
| San Diego'ya göre, adamlar Tijuana uyuşturucu kaçakçılarına çalışıyor. | Open Subtitles | وشرطة "سان ديغو" تقول أنهم مأجورين لعمليات تجارة المخدرات |
| San Diego'ya gidip önden yardımcı olmanı istiyorlar. | Open Subtitles | يريدونك أن تذهب إلى سان دييغو وتساعد في التقدم. |
| San Diego'ya Zach ile birlikte gittiğin için, yani onun sevgilisiyle. | Open Subtitles | منذ أن كنت سوف يذهب إلى سان دييغو مع زاك ، صديقها. |
| San Diego'ya gittiğimizde istediğin kadar yüzebilirsin. | Open Subtitles | لكن عندما نصل إلى سان دييغو يمكنك السباحة كما تشاء،إتفقنا؟ |
| Bu herifle yüzleşmek için San Diego'ya kadar gittiğimize inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أننا ذاهبين إلى "سان دييغو" لمواجهة هذا الرجل |
| San Diego'ya gittim, içten ve dürüstçe bir konuşma yaptık. | Open Subtitles | حسنٌ، لقد ذهبت إلى سان دييغو وتحدثنا بكلام صريح. |
| Bize, oğlunun San Diego'ya geçmekte kullandığı tüneli gösterdi. | Open Subtitles | لقد أرانا النفقَ الذي إستعملهُ إبنهُ ليعبرَ من خلالهِ الحدودَ وصولاً إلى سان دييغو |
| Bir peruk toplantısı için San Diego'ya gitmek zorunda. | Open Subtitles | يَجِبُ أَنْ تَذْهب إلى سان دياغو لمؤتمر عن الباروكة |
| Yarın San Diego'ya gidip bunu analiz edeceğim. | Open Subtitles | أخفّض إلى سان دياغو غدا وحلّله. |
| San Diego'ya bir bilet. | Open Subtitles | تذكرة واحدة إلى سان دياغو |
| Ekibin yarısı San Diego'ya diğer yarısı L.A.'ye gidecek. | Open Subtitles | نصفنا سيذهب الى سان دييغو و النصف الاخر الى لوس أنجلوس |
| Buradaki maçtan sonra San Diego'ya ufak bir yolculuk yapacağız. | Open Subtitles | بعد المباراة على أرضنا لدينا رحلة بسيطة الى "سان دييغو"َ |
| Buradan sonra San Diego'ya gitmek beş saatimizi alır. | Open Subtitles | من هنا، بل هو النار لمدة خمس ساعات الى سان دييغو. |
| Bombanın yerini biliyorum. Uçağı San Diego'ya çevirin. | Open Subtitles | اعرف مكان القنبلة خذ الطائرة الى سان دييجو |
| Sınırı Tecate üzerinden geçeceğim... bu bizi çabucak San Diego'ya götürür. | Open Subtitles | خلال تيكيت ذلك سيؤدي بنا الى سان دييجو بسرعه اكبر |
| -Seni sınıra yetiştireceğim, ordan San Diego'ya gidersin | Open Subtitles | سأرافقك للحدود وأحد أصدقائي سيرأخذك إلى سان دييجو ويوصلك إلى مستشفى البحرية |
| Bir dost San Diego'ya götürecek. | Open Subtitles | وأحد أصدقائي سيرأخذك إلى سان دييجو ويوصلك إلى مستشفى البحرية |
| Yani, annem beni San Diego'ya götürmeye hazırlanıyordu. | Open Subtitles | -عزيزتي .. والدتي كانت تستعد لاخذي الي (سان ديجو).. |
| Bu yüzden San Diego'ya taşınıyoruz. | Open Subtitles | لهذا السبب انتقلنا من سان ديغو |