| Sana baskı yapmak istemem ama, programdan 15 gün gerideyiz. | Open Subtitles | لا أريد أن أضغط عليك و لكننا متأخرين 15 يوماً |
| Sana baskı yapmak istemiyorum. Fakat neden şuna biraz göz atmıyoruz? | Open Subtitles | لا أريد ان أضغط عليك ولكن رالا ينبغي إلقاء نظرة على العقد؟ |
| Sana baskı yapmak istemiyorum ama hamilesin. Düğünden önce bunu ona söylemen gerek. | Open Subtitles | لا أريد أن أضغط عليكِ و لكنكِ حامل يجب أن تخبريه قبل حفل الزفاف |
| Bak, konuşman konusunda Sana baskı yapmıyorum ama bazı şeyler gözümden kaçmadı. | Open Subtitles | انا لم اضغط عليك للتكلم حول هذا لكنني انتبهت لأشياء |
| Sana baskı filan yapmak istemiyorum, ama aramızdakiler gerçekten çok özeldi. | Open Subtitles | وأنا لا أحاول أن ضغط عليك أو على أي شيء ، ولكن ذلك تم ذلك جدا ، وخاصة جدا. |
| Sana baskı yapmamalıydım. | Open Subtitles | لم يفترض أن أقوم بالضغط عليك |
| Tamam, tamam, hemen bitecek. Sana baskı falan yapmıyorum. | Open Subtitles | حسناً، بعجالة لا أشاء الضغط عليك |
| Hazır olmadığın bir şey için Sana baskı yapmak istemiyorum. | Open Subtitles | وأنا لا أريد الضغط عليكِ لتفعلي شيئا لست جاهزة له |
| Eğer daha kötü oluyorsa Sana baskı yapmayacağım ama sonunda bulacağım. | Open Subtitles | أنا لن أضغط عليك الأن حتى لا تزداد الأمور سوءا ولكن في النهاية سوف أكتشف السبب. |
| İstediğin kadar düşünebilirsin, Sana baskı yapmayacağım. | Open Subtitles | يمكنك استغراق ما تشائين من وقت.. لن أضغط عليك |
| Üzgünüm, bugün Sana baskı yapmamalıydım. | Open Subtitles | أنا أسفة لم يفترض بي أن أضغط عليك فيما مضى |
| Ve bunu diğerleri için yapıyormuş gibi davranma çünkü Sana baskı yapmamam için yaptın. | Open Subtitles | ولا تتظاهر بأنك فعلت ذلك من أجل الرجال, لأنك فعلت ذلك لئلا أضغط عليك. |
| Sana baskı yapmak istemem ama etrafta seni gören bazı kardeşlerimiz bize büyük bir katkın olacağını düşünüyor. | Open Subtitles | ولا أريد أن أضغط عليك ولكن بعض الأخوة يريدون رؤيتك أنهم يعتقدون أنك ستشكل أضافة كبيرة للجمعية |
| Sana baskı yapmayacağım. Uçaktan yeni indim. | Open Subtitles | لن أضغط عليك لقد خرجت للتو من الطائرة |
| Sana baskı yapmam konusunda, baskı görüyorum. | Open Subtitles | أنا أتعرض للضغط ولقد طُلب مني أن أضغط عليكِ ؟ |
| Başkent ile ilgili, senin için büyük bir karar olduğunu biliyorum Sana baskı yapmak istemiyordum. | Open Subtitles | انظري، بخصوص العاصمة أنا أعرف إن الأمر يتطلب وقت وأنا لا أقصد أن أضغط عليكِ |
| Bak, konuşman konusunda Sana baskı yapmıyorum ama bazı şeyler gözümden kaçmadı. | Open Subtitles | انا لم اضغط عليك للتكلم حول هذا لكنني انتبهت لأشياء |
| Roger, ben... Sana baskı yapmak istemiyorum. | Open Subtitles | . روجر , انا لا اريد ان اضغط عليك |
| Beni olduğun şeye dönüştürmen için Sana baskı yaptığımı biliyorum. | Open Subtitles | حسنا, اعرف انني ضغط عليك لتحولني الى ما تكون, |
| Sana baskı yapmamalıydım. | Open Subtitles | لم يفترض أن أقوم بالضغط عليك |
| Bebeğim ben Sana baskı yapmıyorum. | Open Subtitles | حبيبتي ، لست أحاول الضغط عليك أبداً |
| Kimse Sana baskı yapmak istemiyor, yani endişelenme. | Open Subtitles | ولا يريد احد الضغط عليكِ ولذلك لا تقلقى |
| Hayır, Sana baskı yapıyormuşum gibi gözüktüğüm için ben özür dilerim. | Open Subtitles | كلا انا اسفة لانني جعلتكِ تشعرين بأنني كنت اضغط عليكِ |