| Her şeyi çift görmeye başladığımda, ilk sana haber veririm. | Open Subtitles | حسناً، سأعلمك أن كنت أرى الأشياء مضاعفة عندما أكتب مقالتي |
| Peki, adli tıpdan yeni birşey öğrenirsem sana haber veririm. | Open Subtitles | حسناً، سأعلمك بأي جديد من الطب الشرعي بشأن مادة الاشتعال. |
| Bu arada, eğer bir şey duyarsam sana haber veririm. | Open Subtitles | وفي هذهِ الأثناء، سأعلمكِ إن علمت شيئاً حسناً، وداعاً عزيزتي |
| Bu geceki seçimden sonra belli olacak sana haber veririm. | Open Subtitles | في الحقيقة، أنا لَنْ أَعْرفَ حتى بعد الإنتخابِ اللّيلة، لَكنَّك تَعْرفُ، أنا سَأعلمك. |
| Ayrıntılar tamamen belli olduğunda, sana haber veririm. | Open Subtitles | سأبلغكِ بكل التفاصيل حالما أعلمُ بها ، و بعدها سأتصل بكِ |
| sana haber veririm. Bu arada karını becermeye devam edecek miyim? | Open Subtitles | سأعلمك هل يمكننى الأستمرار في مضاجعه زوجتك في هذه الأثناء، أو ماذا؟ |
| Hayır, onu görmedim ama görürsem sana haber veririm. | Open Subtitles | حسناً، لا. لم أره، لكن إن رأيته، سأعلمك. |
| Ama özel bir çalışma gerektiren bir durum varsa ben sana haber veririm. Araştırma için. | Open Subtitles | سأعلمك إذا احتجت لعقد جلسة عمل خاصة لعمل بحث ما |
| Elinden almak isteyeceğim bir şey olursa sana haber veririm. | Open Subtitles | و أى شئ آخر تمتلكينه و سأريد أن آخذه منك سأعلمك به |
| Aşağıda işler yoluna girer girmez sana haber veririm. Tamam. | Open Subtitles | حسناً، سأعلمك بمجرد أن تتحسن الأمور هناك |
| Tamam, bir kitap kulübüne üye olmak istersem, sana haber veririm. | Open Subtitles | كنت احاول أن أعطيكِ كتاباً حسناً , اتعلم ماذا , لو أردت أن أنشأ معك نادي للكتب , سأعلمك |
| İyi. Antibiyotiklerle ilgili bir şey öğrendiğimde sana haber veririm. | Open Subtitles | حسناً , سأعلمكِ عندما أعلم شيئاً عن المضادات الحيوية |
| Bir soruşturma başlattım. Bir haber alır almaz sana haber veririm. | Open Subtitles | لقد فتحتُ تحقيقاً وبأقرب ما أعرف شيئاً، سأعلمكِ |
| Bir şey duyar duymaz sana haber veririm. Tamam mı? | Open Subtitles | سأعلمكِ بالمستجدات ما إن أعرف شيئاً جديداً, حسناً؟ |
| Eğer bir şey duyarsam sana haber veririm. | Open Subtitles | أنا سَأعلمك إذا أَسْمعُ أيّ شئَ. |
| Eğer bişeyler çıkarsa, sana haber veririm. | Open Subtitles | و إذا وجدت شيئاً ما، سأتصل بكِ |
| Aslında cuma günü de maça gidemeyebilirim sana haber veririm. | Open Subtitles | حتى أني قد لا أستعملها يوم الجمعة أيضاً، لذا سأحيطك علماً. |
| Nefesim yakaldığımda sana haber veririm Bu gece eğlenceli birşeyler yapalım. | Open Subtitles | سأخبرك عندما ألتقط أنفاسي دعنا نذهب لأي مكان الليلة |
| Posta odasında yeni gelişmeler olursa sana haber veririm. | Open Subtitles | إذا كان هناك مكان شاغر في غرفة البريد، بالتأكيد سأبلغك. |
| Bir iki gün içinde sana haber veririm." | Open Subtitles | - دعنى أُخبرُك في يوم أَو إثنان " |
| Ama bir değişiklik olursa, sana haber veririm. | Open Subtitles | لكن , آم إذا هنام أي تغييرات , ساعلمك. |
| Biraz sırtımın kaşınmasına ihtiyacım var, sana haber veririm. | Open Subtitles | اريد ظهرى مخدوشاً , سأُعلمك بالجديد * محكوكاً * |
| Onunla yaşadığım evi yeniden dekore ettiğim zaman planın işe yararsa sana haber veririm. | Open Subtitles | حسنا بينما أنا أعيد تصميم الديكور الخاص بمنزله و الذي أعيش أنا فيه سوف أعلمك لو نجح الأمر |
| Harika, bütün davetiyeleri çıkarttım gelince sana haber veririm. | Open Subtitles | عظيم ، سأحضر الدعوات المطبوعة وسأتصل بك عندما أنتهي منهم |
| Yapamayacağım bir şey olursa sana haber veririm. | Open Subtitles | إذا كان هناك شيء لا أستطيع فعله، فسأعلمك. |
| Ben konuşur, sonra sana haber veririm. | Open Subtitles | سأكلمه ثم أخبرك بما سيحدث |
| Hâllolunca sana haber veririm. | Open Subtitles | سوف أبلغك بذلك عندما ينتهي الأمر. |