| Ve şu anda Sana söylemeliyim ki bunun olasılığı, fazla değil. | Open Subtitles | وأنا يجب أن أخبرك فى هذه اللحظه الإحتمالات ؟ ليست جيده |
| Pekala, Sana söylemeliyim ki, Steve, onun hakları var. | Open Subtitles | حسنا، أنا يجب أن أخبرك ستيف إنه ضمن حقوقه |
| Sana söylemeliyim ki, yıllardır senin çok büyük hayranınım. | Open Subtitles | عليّ أن أخبرك لقد كنت مناصرًا مناصرًا كبيرًا لك على مرّ السنين |
| Ama Sana söylemeliyim, dostum, bu kızda bir şeyler var. | Open Subtitles | لكن عليّ أن أخبرك يا رجل هناك شيء ما حيال تلك الفتاة |
| Aslında Sana söylemeliyim, Aslında yoldayım, | Open Subtitles | إلاّ أنّ عليّ إخبارك بأنّني جيّد بطريقتي |
| Ama Sana söylemeliyim ki, benim olduğumdan daha cesursun. | Open Subtitles | لكن علي أن أخبرك إنك أشجع مما كنت أنا عليه بكثير |
| Joe,Sana söylemeliyim... bu polis olayı hiç te düşündüğüm gibi heyecanlı gitmiyor. | Open Subtitles | علي إخبارك بخصوص موضوع الشرطة إنها ليست مثيرة مثلما توقعتها |
| Sana söylemeliyim, restoran işi ustalık isteyen bir yatırımdır. | Open Subtitles | لابد أن أخبرك أن المطعم إستثمار صعب جداً |
| Ve Sana söylemeliyim, ikinizin bir geçmişi olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | وأعتقد بأنه يجب أن أخبرك بأني أعلم أنه كان لديكم ماضي معاً |
| Bak Sana söylemeliyim. Bütün bunları anlayamıyorum. | Open Subtitles | يجب أن أخبرك أننى لا أفهم هذا على الإطلاق |
| Sana söylemeliyim. İyi bir şey yakalamışsın. | Open Subtitles | أتعرف أننى يجب أن أخبرك ببعض تعبيرات القبض هنا |
| Çok büyük bir hata yapıyorsun ve Sana söylemeliyim ki, bu senin son şansın. | Open Subtitles | أنت ترتكب خطأ فادحا ، يجب أن أخبرك ربما تكون هذه فرصتك الأخيرة |
| Sana söylemeliyim, küçük kardeş, sen hep babamın gözdesi oldun. | Open Subtitles | عليّ أن أخبرك يا أخي الصغير, لطالما كنت التفاحة في نظر أبي... |
| Onun müthiş bir hikâye anlatıcısı olduğunu Sana söylemeliyim. | Open Subtitles | عليّ أن أخبرك إنها راوية فريدة من نوعها |
| Peki akıl hocan olarak Sana söylemeliyim, | Open Subtitles | حسناً ، كـ معلمك ، عليّ أن أخبرك |
| Sana söylemeliyim, beni şaşırttı. | Open Subtitles | عليّ إخبارك مع ذلك، لقد فاجأني. |
| Sana söylemeliyim ki bana gençliğimi hatırlatıyorsun. | Open Subtitles | عليّ إخبارك. بأنكِ تذكرينني بشبابي. |
| Biliyorum Profesör Fang ayarladı bunu, fakat Sana söylemeliyim, bu kadında yolunda gitmeyen bi şeyler var. | Open Subtitles | أعلمُ بأن البروفسورة فانغ قد رتبت هذا ولكن علي أن أخبرك هناك شيء خاطىء بتلك المرأة |
| Sana söylemeliyim Silas... yanında çalıştığını duyduğum Bay Swearengen var ya... | Open Subtitles | علي أن أخبرك يا (سايلاس) أن السيد (سويرنجن) الذي سمعتك تقول إنك تعمل عنده |
| Şunu Sana söylemeliyim ki Jillian, taşınma işi oldukça iyi gidiyor. | Open Subtitles | علي إخبارك .. جيليان هذه الخطوة تعمل بـ نجاح حقاً |
| Pekâlâ, dinle, Sana söylemeliyim ki ben pek de iyi bir öğretmen sayılmam. | Open Subtitles | حسناً، انصت، ينبغي علي إخبارك بأني لست معلم جيد جداً |
| Pekala, başkan, Sana söylemeliyim ki bu şehir ve çevresinde kalan 30 kilometre çapındaki alan şu andan itibaren ve resmi olarak, Alman işgali altındadır. | Open Subtitles | حسناً، أيها العمدة، يجب أن أخبرك أن هذهالبلدةوالمنطقةالمحيطةبها.. داخلنطاق30 كيلومتر .. منذ هذه اللحظة، ورسمياً، أصبحوا قيد الإحتلال الألماني |
| Sana söylemeliyim ki, bu uygulamanın %5 düşükle sonuçlanma ihtimali var. | Open Subtitles | يجب أن أخبرك, أن هناك إحتمال 05% بأن تجهضين نتيجة العملية هذه |
| Sana söylemeliyim Gray'i buldum. | Open Subtitles | ... أردت أن أخبرك لقد وجدت جراي |
| İç İşleri Bakanı'yla konuştuğumu Sana söylemeliyim. | Open Subtitles | ويجب أن أخبرك بأني تحدثت مع وزير الداخلية |