| Demek hiç bir yanlış anlama yok... Bunu Sana vermek istiyorum. | Open Subtitles | لئلا يكون هناك سوء تفاهم أريد أن أعطيك هذه |
| Ve babanın onuruna, hatıra olarak Sana vermek istediğim bir şapka var... | Open Subtitles | و أريد أن أعطيك قبعة كتذكار إكراماً لوالدك |
| O an gelmeden önce de gözümü Sana vermek istiyorum. | Open Subtitles | لذلك أريد ان أعطيها لك قبل أن تتاح له الفرصة |
| Sana vermek istediklerimin çeyreğini bile veremedim! | Open Subtitles | أنا لم أستطع إعطائك ربع الأشياء التي أردت أن أعطيكي إياها. |
| Biliyorum ama gitmeden önce Sana vermek istedim. | Open Subtitles | ولكني أردت أن اعطيك إياها قبل ان نسافر |
| Evlat, bu gezinin sonunda Sana vermek istediğim birşey vardı... ama hayatta kalamayacağımız ortaya çıktığından onu sana şimdi vermek istiyorum. | Open Subtitles | بنيّ ، هناك شيء أردت إعطاءه لك بعد إنتهاء الرحلة لكن، بماأنناقدلاننجوا .. أريد أن أعطيها لك الآن |
| Lütfen biraz daha oku. "Kalbim dışında, Sana vermek istediğim diğer küçük organlar var: böbreküstü bezleri... bademcikler... | Open Subtitles | بالإضافة لقلبي، هنالك أعضاء صغيرة أرغب في إعطائها لك الغدد، البنكرياس، والكثير من اللحم |
| Her zaman hayal ettiğin o geleceği Sana vermek istemiştim. | Open Subtitles | لقد أردت أن أعطيك المستقبل الذي حلمتِ به دائماً |
| Ama kulaklığı Sana vermek istemiyorum. | Open Subtitles | أنا لا حقا أريد أن أعطيك سماعة الرأس. |
| Sana vermek istediğim bir şey daha var. | Open Subtitles | هنالك شئ آخر أود أن أعطيك إياه |
| Ve bunu Sana vermek istiyorum. | Open Subtitles | و أريد أن أعطيها لك |
| Sana vermek istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أعطيها لك |
| Çünkü Quinn ve Sana vermek istediğimiz bir şey var. | Open Subtitles | لأنه يوجد شيء نريد إعطائك هوا أنت و كوين |
| Bunu yapmadan önce, Sana vermek istediğimiz birşey var. | Open Subtitles | قبل أن تقومي بذلك هنالك شيء أردنا إعطائك إياه |
| Bunu Sana vermek istiyorum. Senden aldım. | Open Subtitles | قَصدت إعطائك هذا أَخذته منك على المسرح |
| Biliyorum ama gitmeden önce Sana vermek istedim. | Open Subtitles | ولكني أردت أن اعطيك إياها قبل ان نسافر |
| Aslında bunu Sana vermek istemiştim. | Open Subtitles | اوه ، في الحقيقة اردت ان اعطيك هذا |
| Ben de Sana vermek istiyordum. | Open Subtitles | كنت أحاول إعطاءه لك |
| Benim söylediğim şey, sen Josh'un Sana vermek istemediği bir şeyi istiyorsun. | Open Subtitles | أقول بأنك تريدين شيئاً ربما لا يريد (جوش) إعطاءه لك |
| Kalbimden başka Sana vermek istediğim küçük organlar da... böbreküstü bezleri, bademcikler, ve çeşitli et parçacıkları var... | Open Subtitles | بالإضافة لقلبي، هنالك أعضاء صغيرة أرغب في إعطائها لك الغدد، البنكرياس، والكثير من اللحم الساعة الرابعة من صباح يوم الخميس. |
| Aslında Sana vermek istediğim buydu. Vay canına! Teşekkürler! | Open Subtitles | ـ بالواقع، قصدت أن أهديك هذه ـ ياللروعة، شكرًا |
| Sana vermek istediğim bir şey var. | Open Subtitles | لديّ شيء أود أن أعطيكِ إياه |