| Nasıl bu sanatçıları... ...bulacağım diye dünyayı dolaşmaya... ...ve bu bineali oluşturmaya... ...başlamıştım. | TED | فبدأت أفكر كيف سأقيم هذا البينالي كيف سأسافر حول العالم لأجد الفنانين المناسبين |
| 1991 yılında yazdığım sanatçıları görmek için tekrar gittim Sovyetler Birliği'ni yıkan ayaklanmada onlarla birlikteydim, | TED | في عام 1991 عدت لأرى الفنانين الذين كنت أكتب عنهم و قد كنت بصحبتهم حين وقوع الإنقلاب الذي أطاح بالإتحاد السوفيييتي |
| Özellikle bu cadı avı zihniyeti Komünist sempatiden şüphelenilen sanatçıları ve yazarları hedef aldı. | TED | على وجه الخصوص، عقليّة المطاردة هذه والتي استهدفت الفنانين والكتّاب المشتبه بهم في التعاطف مع الشيوعيين. |
| Yani, sen ve gelecek neslin olağanüstü işlevsiz sanatçıları için dikildi. | Open Subtitles | لذلك ، فقد زُرعت لكِ ولذريتكِ المستقبلية من فنانين مختلين مذهلين |
| Tüm şahane sanatçıları seçme konusunda inanılmaz bir şöhreti vardı. | Open Subtitles | كانت تتمتع بسمعة رائعة في كسبها كل أولئك الفنانون العظماء. |
| Neden sokak sanatçıları parkta ya da spada resim yapmıyorlar? | Open Subtitles | لما لا يرسم فنانون الشوارع في منتزه او في منتجع صحي ؟ |
| Bu öğretmenler kendilerini "kız tavlama sanatçıları " olarak adlandırıyorlar. | TED | ويدعو هؤلاء المعلمين أنفسهم "فناني الإلتقاط" |
| Amerikan Eğlence sanatçıları Birliğindenim. Ya öyle mi? | Open Subtitles | أنا من الإتحاد الأمريكى لمنوعات الفنانين آه , نعم ؟ |
| Aldığımız bazı duyumlara göre, işletme burada sanatçıları kötüye kullanıyormuş. | Open Subtitles | وردت تقارير أن الإدارة تتغاضى عن حريات الفنانين |
| Dinle, biz ikimiz büyük dövüş sanatçıları değilmiyiz? | Open Subtitles | حسنا، انظر، أنت وأنا على حد سواء الفنانين العسكرية كبيرة، أليس كذلك؟ يعني، ونحن جيدة جدا. |
| Bu yüzden rahipleri ve barış eylemcilerini gözetlemektense sanatçıları tercih ediyorum. | Open Subtitles | ولهذا أحب مراقبة الفنانين دون القساوسة ودعاة السلام |
| Hatta bazı 'Düzenleyici'ler sanatçıları en güzel eserlerinden sonra öldürüyor. | Open Subtitles | هناك مجموعه من المحرّرين الذي يحاولون قتل الفنانين بعد اعمالهم العضيمه |
| Böylece bu gizemli sanatçıları ilgi odağı hâline getirdi. | Open Subtitles | وضع هؤلاء الفنانين الغامضيين في ضوء الشهرة |
| İnsanların HAYIR diyen müzisyenleri, aktörleri, sanatçıları görmesi önemli. | Open Subtitles | و الجنود سيفخرون بالنظر الى الموسيقيين و الممثلين و الفنانين الذين علموا لحملتنا |
| Biz yeni şeylere zihnini açan genç sanatçıları buluyoruz. | Open Subtitles | نجد أن الفنانين الشباب متشوقون لإعتناق أشياء جديدة. |
| Politik inançları yüzünden sanatçıları cezalandıran anti-komünistler için bu, on yıllık mücadelenin bariz reddi. | Open Subtitles | وهذا نفي واضح لقتال عقود من الزمن بواسطة مخالفي الشيوعية لمحاربتهم فنانين لأجل أراءهم السياسية |
| İşte küçük şirketler bunu yapar. Biz sanatçıları geliştirir ve eğitiriz. | Open Subtitles | هذا ما يفعلهُ الاستوديو الصغير، نحن نطوّر فنانين ناشئين. |
| Siyahi müzik sanatçıları beyaz Amerikalılar tarafından tüketilip, benimsenen ürünler oldu. | Open Subtitles | الفنانون الموسيقيين السود هم منتج للبيض الأميركيين للإستهلاك و الإستغلال. |
| Güzel, evet, şimdilik bilgisayar sanatçıları, sadece teknisyen değiller. | Open Subtitles | جميل. نعم, إنهم فنانون حاسوبيون الآن, وليس فقط التقنيين. |
| Savaş sanatçıları Komitesi ne dedi? | Open Subtitles | ما الذي قالته لجنة فناني الحرب؟ |
| Reklamcılık, gazetecilik, televizyonculuk. İnsanlar sizin gibi yazarları, sanatçıları sever. | Open Subtitles | إعلانات، صحافة، تلفاز أشخاصٌ مثلك، كُتّاب ، فنّانون |
| sanatçıları çok takdir ederim. | Open Subtitles | أنا معجبة بالفنانين كثيرا |
| Bu kadar parlak müzikal komedi sanatçıları olduğunuzu bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أكن أعلم كم هو رائع أنكم أصبحتم مغنيين مسرحيات موسيقية كوميدية |
| Çok sevecen ve benim gibi genç sanatçıları çok destekleyen biriydi. | Open Subtitles | كان رجلاً مُحبباً وداعماً كبيراً للفنانين اليافعين من أمثالي. |
| Sokak sanatçıları sanatın halka ait olduğuna inanırlar. | TED | فنانو الشوارع يؤمنون بأن الفن ينتمي إلى العامة. |