| Şimdiye dek eşya toplama sanatında ustalaşması gerekirdi. | Open Subtitles | أتعتقدين أنه سوف يُتقن فنّ التغليف والتعبئة في هذه النقطة؟ |
| Burada başarılı olmak için, yırtıcılar pusu sanatında kusursuz olmak zorunda. | Open Subtitles | للنجاح هنا على المفترس أن يبدع في فنّ نصب الكمين |
| Sokak sanatında kestiğim cam parçalarından da eserler yaptım. | TED | وفي الفن الشعبي يمكنني أيضًا أن أقطع الزجاج |
| Sokak sanatında işlev ve form bir arada olabilir. | TED | ويمكنك الحصول على الفعالية والشكل الخارجي من خلال الفن الشعبي |
| Memleketim Yemen'de, yoga ve Hindu inançları üzerine çalıştım bedenin şekle sokulması sanatında eski öğretiler. | Open Subtitles | ذهبت لليمن ولليابنات وعلمت فنون التحكم فى الجسد |
| Ama Kung Fury sanatında ustalaşmanın yolunu bir türlü keşfedemediler. | Open Subtitles | لكنهم لم يتمكنوا من اكتشاف كيفية إتقان فن غضب الكونغ. |
| Aldatma sanatında sizden daha ustayım. Ve alınmayın ama hiçbiriniz iyi... - ...rol yapamıyorsunuz. | Open Subtitles | إنّي أبرع في فنّ الخداع، وبلا إهانة، ليس فيكم ممثّل بارع. |
| Totem direği hakkında. Kızılderili sanatında uzmanım diyebilirim. | Open Subtitles | والعمود الطوطميّ، إني خبير في فنّ سكّان أمريكا الأصليّين. |
| Bu dolambaçlı dünyada orman avcısı fark edilmeden avına yaklaşmak için pusu kurma sanatında uzmanlaşmak zorunda. | Open Subtitles | ليصل إلى فريسته في ..هذا العالم الأشبه بالمتاهة ..دون أن يُكتشف على صيّاد الغابة أن يبدع في فنّ نصب الكمين |
| Ahlaksızlık sanatında doktora yapmış biri var karşında. | Open Subtitles | أنت تتحدّثين إلى أستاذ فيلسوف في فنّ الاحتفال والمجون |
| Satranç sanatında asıl iş bir taşın en değerli olduğu anı ve o anda da onu feda etmeyi bilmektir. | Open Subtitles | فنّ الشطرنج... الفنّ... يكمن في معرفة المكان الأكثر قيمة لكلّ حجر. |
| Ben de seni savaş sanatında eğitecek bir asker kiraladım. | Open Subtitles | لذا عيّنت جنديّاً ليعلّمك فنّ الحرب |
| Yunan edebiyatında ve sanatında, cüretkâr ve çekici ama aynı zamanda korkutucu ve ölümcül ve Yunan kahramanların ellerinde ölmeye mahkûm olarak betimlendiler. | TED | صوَّرهن الفن والأدب الإغريقي، على أنهن جريئات ومحبوبات، لكنهن يًثرن الرعب والهلاك، وقدرهن الموت على يد أبطال الإغريق. |
| Bence dünyanın gördüğü en iyi gümüş işleyicisi ve sanatında olduğu kadar hayatında da başarılı bir dahi. | Open Subtitles | اعظم صائغ فضة عرفه العالم لكنه ذكي في امور الحياة كما هو في الفن |
| Sadece Hint müziğinde değil ayrıca Edebiyat ve Hint sanatında | Open Subtitles | وليس فقط في الموسيقي الهنديه بل في الادب و الفن الهندي |
| Ve incelikli Samurai kılıcı sanatında yetenekliden de iyiyim. | Open Subtitles | كما أنني أكثر من بارعة فى الفن الرفيع لإستخدام سيف الساموراي |
| Resim sanatında denizlerin ve okyanusların betimlenişi bahsini bir tartışma konusu olarak öne sürebilir miyim? | Open Subtitles | هلا قمت بطرح موضوع لنتناقش فيه ألا و هو عن تصور المحيطات و البحار في الفن التصويري |
| Kardeşin dünyevi alay sanatında uzmanlaştı. | Open Subtitles | اخوك قد قام بكبح الفن الارضي للسخرية بسهولة نسبية |
| Bir dövüş sanatında, beyaz kuşak hareketlerini gerekli bir süre çalışırsınız ve ancak onda ustalaşınca sarı kuşağa geçersiniz. | TED | في فنون الدفاع عن النفس، يمكنك التدرب على مهارات الحزام الأبيض بقدر ما يتطلبه الأمر وحين تتقنها فقط يمكنك الإنتقال إلى الحزام الأصفر |
| ama masaj sanatında daha deneyimsizdir. | Open Subtitles | وإن كانت تمارس اقل في فنون التدليك |
| Hwa Rang Do sanatında ustayım. | Open Subtitles | أنا أستاذ في فنون القتال اليدوي الكوري |
| En azından dövüş sanatında aralıksız çalışmanın hikmetini kanıtlamış oldun. | Open Subtitles | بأقل تقدير هذا يثبت حكمة تدريب مستمر في فن المعارك |