| Hristiyanlığın sapkınlık olduğunu biliyorsunuz, değil mi? | Open Subtitles | تعلمون أنّ المسيحيّة بدعة و هرطقة، أليس كذلك ؟ |
| Bir sapkınlık olduğunu düşündüğüm için değil. | Open Subtitles | .و اعتقادي بأنها بدعة ليس هو السبب |
| Sen ve babam uydurma bir sapkınlık suçlamasıyla 13 şövalyeyi sırf onlara ödeme yapamadığınız için mi idam ettiniz? | Open Subtitles | أنت وأبي أعدمتم 13 فارساً وبتهمة هرطقة ملفقة ببساطة لأنكم لم تستطيعوا أن تدفعوا لهم . |
| Suçlama cinsel sapkınlık. | Open Subtitles | التهمة هي انحراف جنسي. |
| Barok dönemindeki seksüel sapkınlık konulu tezime yardımcı olmuştu. Psikoloji doktoramı yapıyordum. | Open Subtitles | ساعدني في أطروحتي، عن الإنحراف الجنسي بالقرن السابع عشر. |
| Kral'ın sapkınlık suçlamasıyla içeri attırdığı 500 kişi içinse, çok rahatsız edici bir dönem. | Open Subtitles | يقول البعض أنه أسخن صيف في الذاكرة والذي يشكل إزعاجا كبيراإلى 500 مواطن قد يسجنهم الملك بتهمة الهرطقة |
| Bu sevimli güzel kadınları, sapkınlık nesnesi olarak görmüyorum. | Open Subtitles | كنت أقصد تلك السيدات استعارةً عن الانحراف. |
| Hıristiyanlığın sapkınlık olarak görüldüğü zamanlar da oldu. | Open Subtitles | بعض الأزمنة، اعتبر الناس المسيحية بدعة |
| Kâse sapkınlık, gerçek dine karşı bir hakaret! | Open Subtitles | هذه بدعة إلحاد, وإهانة ضد الدين الحقيقي |
| En üst derecede sapkınlık. | Open Subtitles | إنها بدعة من أعلى ترتيب. |
| (Kahkahalar) Bu düpedüz sapkınlık. | TED | (ضحك) ان هذه بدعة .. |
| Bunda bir sapkınlık yok ki. | Open Subtitles | هذا ليس بدعة |
| Hristiyanlığın sapkınlık olduğunu biliyordun. | Open Subtitles | كنتَ تعلم أن المسيحيّة هرطقة |
| Ne istersen onu de, ama sapkınlık bu. | Open Subtitles | سمّها كما شئت ولكنها هرطقة |
| Dünyevi sapkınlık. | Open Subtitles | هرطقة عالمية |
| Gerçek cihadı, faşist İslamcıların yansıttığı bu dalalet ile karıştırdım -- bu insanlar, güce, otoriteye ve dünya üzerindeki kontrole duydukları tutkuyu meşrulaştırmak için cihat fikrini kullanıyorlardı: Günümüzde El-Kaide, İslam Devleti ve diğerleri gibi faşist İslamcı grupların sürdürdüğü bir sapkınlık. | TED | خلطت بين الجهاد الحقيقي وبين هذا الانحراف كما يقدمه هؤلاء الفاشيون الإسلاميون -- هؤلاء الناس الذين استعملوا فكرة الجهاد لتبرير لهفتهم على القوة والسلطة والتحكم في الأرض: انحراف مستمر إلى اليوم من طرف الجماعات الإسلامية الفاشية مثل القاعدة، والدولة الإسلامية وغيرها. |
| Bu sapkınlık. | Open Subtitles | ذلك انحراف. |
| Ne sapkınlık ama! Sakin ol, R2! | Open Subtitles | ياله من انحراف |
| Yanlış anlamayın. sapkınlık da bunun ikramiyesi. | Open Subtitles | لا تفهموني الإنحراف مرتبط بالعمل |
| Sigara, alkol, kumar, şiddet cinsel sapkınlık. | Open Subtitles | التدخين ، وإدمان الكحول والقمار ، والعنف... الإنحراف الجنسي |
| Lord'larım, 500 kişi, sapkınlık şüphesiyle hapiste tutuluyor. | Open Subtitles | أود أن أشير إلى الرجال الـ 500 المحتفظ بهم في السجن للاشتباه في الهرطقة |
| Daha sonra da suçluluk ve utanç duygusu yaşayacağı bir tür cinsel safha veya sapkınlık durumu yaşadı. | Open Subtitles | ثم تطور الأمر لنوع ما من الحدود الجنسية أو الانحراف الذي قد يؤدي إلى الشعور بالذنب أوالخجل |
| Şiddet ve cinsel sapkınlık konularında uzmanımdır. Senin durumun da ilginçti. | Open Subtitles | عوطف كاذبة و ممارسة جنس بالإكراه لقد كانت حالتكم ممتعة |
| Tanık olanların gözünde bir sapkınlık. | Open Subtitles | لكلٍّ له مفهومه الخاص عن الانحرافات الجنسيّة |