| Tepki vermiyor. Baylar ve bayanlar, bu görev müdürü Sara Holland. | Open Subtitles | إنه لا يستجيب أبداً سيداتي وسادتي هذه مديرة المهمة سارة هولاند |
| Sara, sen harika bir mühendissin ama politika hakkında hiçbir bok bilmiyorsun. | Open Subtitles | سارة ، أنتي مهندسة مبدعة ولكنك لا تعرفين أي شيء عن السياسة |
| Diyelim ki Sara hayattaydı... ve diyelim ki gerçekten onu birisine verdi. | Open Subtitles | لنقول أن سارة ما زالت حية ، وأنه بالفعل أعطاها لشخص ما |
| Nick ve Sara dispanser önünde siyah Mustang gördüklerini söyledi. | Open Subtitles | نيك و سارا قالوا بأنهم شاهدوا موستانغ سوداء أمام الصيدلية |
| Ben de bir zamanlar Sara adında bir kadına aşıktım. | Open Subtitles | لقد كنت عاشقا عندما كنت بمثل عمرك بإمرأة تدعى ساره |
| Belirlenen zamanda size döneceğim ve Sara'nın bir oğlu olacak. | Open Subtitles | في الميعاد ارجع اليك نحو زمان الحياة و يكون لسارة ابن |
| Sara Lynn Willoughby'ye özenme. Bu "indie" olmanın tersidir. Rose ol. | Open Subtitles | لا تحاولي تقليد سارة لين ولغبي كوني روز كأفضل ما يمكنك |
| Sara Lynn Willoughby o aptal Black Keys tişörtüyle çıkagelmeden önce. | Open Subtitles | قبل ان تعود سارة لين مرتدية تي شيرت المفاتيح السوداء الغبي |
| Ben şahsen gidecek plantasyon ve çoban Sara'nın kapınıza anne. | Open Subtitles | أنا شخصيا سأذهب إلى المزرعة وأقود أم سارة إلى بابكم |
| Biliyorum pek önemi yok ama Lyla ile birlikte bebeğimize Sara adını verdik. | Open Subtitles | أعرف أن هذا لا نعول الكثير، لكن لي ويلى، نحن تسمية الطفل سارة. |
| Sara Matthews mi yani? - Kaçan kişi yani. Annen mi o? | Open Subtitles | هل تقصد سارة ماثيوس الوحيدة التي هربت هل كانت تلك والدتك .. |
| Ama o yüzler benim ve Sara'nın. Geleneksel yüz tanıma bunda işe yaramayacaktır. | Open Subtitles | لكن الصورة تظهر وجهينا أنا و سارة لن يعمل البرنامج التقليدي لتمييز الوجوه |
| Sara, seninle çalkantılı bir mazimiz var ama artık daha sıkıcı bir adamım. | Open Subtitles | تعلمين يا سارة انا وانت لدينا ماضٍ متقلب لكني الآن شخص اكثر مللاً |
| JC: Teşekkürler. Konuya ilgi duyan biri olarak ek bir soru daha soracağım, Sara. | TED | جون كوهين: شكرا لك, سأطرح عليك سؤالا واحدا للمتابعة، أيضا، سارة كمتتبعة عام |
| Goldman Sachs ve Sara Lee'nin kurumsal yeniden işe başlama stajyerlik programlarını başlattıklarını gördüm. | TED | رأيتُ مصرف غولدمان ساكس وشركة سارة لي وبدء دمج برامج تدريبية مصممة لإعادة العائدين إلى العمل. |
| Evet, ve Sara'ya hepimizin iyi olduğunu söylemesi için yalvardım. | Open Subtitles | نعم، وأراهن بأنها اخبرت سارا بأننا جميعاً على ما يرام |
| Eğer Sara konusunda haklıysak, birkaç volttan daha fazlasını hak ediyor. | Open Subtitles | اذا كنا على حق بشأن سارا فإنها تستحق بعضاً من الفولتات |
| Ama eğer Sara Harvey otelin altında saklanıyorsa ne planlıyor olabilir? | Open Subtitles | ولكن اذا كانت سارا هارفي مختبئه تحت الفندق ماهي خطتها التاليه؟ |
| Küçük kuzeni Sara onu etrafta taşır ve ona şarkı söylerdi. | Open Subtitles | وإبنة العم الصغرى ساره كنت . . أحملها و أغني لها |
| Ben de bir zamanlar Sara adında bir kadına aşıktım. | Open Subtitles | لقد كنت عاشقا عندما كنت بمثل عمرك بإمرأة تدعى ساره |
| Sara ve ailesi, bir futbol maçından eve dönerlerken, Loeb Köprüsünden uçtular. | Open Subtitles | سقطت ساره ووالديها عن جسر لويب بطريقهم للبيت من مباراة كرة قدم |
| Sara'ya onu sevdigini soyleyemiyorsun ama bu vajina konusmasi senden dokulmuyor mu? | Open Subtitles | الان يمكنك ان تقول لسارة انك تحبها او ستفقد ممارسة الجنس معها الى الابد |
| Kishida, suyu için Sara'ya bir bardak getirir misin lütfen? | Open Subtitles | يا كيشيدا هلا احضرت لسارة كوباً من الماء |