| Sağ böbreğinin üzerinde büyük, sararmış bir yara izi var. Temasa karşı duyarlı. | Open Subtitles | لديها كمه صفراء كبيره على جانب كليتها اليمنى |
| Eve gidip çarşaflarını yıkaman gerekiyormuş çünkü sararmış ve çişinle ıslanmışlar. | Open Subtitles | لذلك يجب أن تذهب للمنزل لتغسل شراشفك لأنها صفراء و مبللة ببولك. |
| Kapak parlaklığının en az yüzde 15'ini kaybetmiş sayfalar sararmış ve köşelerde belirgin bir sürtünme ve soluklaşma belirtisi var. | Open Subtitles | والغلاف فقد 15% من لمعانه الصفحات صفراء وهناك آثار فَرْك والبَهْت في الزوايا |
| Nikotinden sararmış parmaklarım var. | Open Subtitles | لدي على اصابعي صفرة من النيكوتين |
| Nikotinden sararmış parmaklarım var. | Open Subtitles | على اصابعي صفرة من النيكوتين |