| - Kimse yok ama mum hala sıcak. - Çabuk, saraya! | Open Subtitles | لا أحد هنا ، الشمعة لا تزال دافئة أسرع الى القصر |
| saraya girdiğinizde Prenses'e hizmet etme sözü verdiğinizi unuttunuz mu? | Open Subtitles | هل نسيتما انكما عندما دخلتما القصر وعدتما أن تخدما الأميرة؟ |
| Orayı çok iyi bilen cesur eski bir saray muhafızı, muhteşem dövüş yeteneğiyle saraya sızabilir belki, değil mi? | Open Subtitles | حارس سابق للقص و هو شجاع يعلم المكان بشكل جيد و يملك مهارات قتال مميزة يمكنه التسلل الى القصر,صحيح? |
| Majestelerini saraya götürmeliyiz. - Son saatlerinde kendi doktorları hizmet etsin. | Open Subtitles | يجب أن ننقل جلالته للقصر وندع أطباءه يشهدوه في ساعاته الأخيرة |
| Seni saraya ben getirdim. Sen benim ailemdensin. | Open Subtitles | لقد أحضرتك الى قاعة البلاط الملكى وأنت عضوا من أهل بيتى وسوف تطيع. |
| İkinizi de saraya kabul edince dedikodu etmeye kimse cesaret edemez. | Open Subtitles | سأستقبلكما كلاكما في القصر وبعدها لن يجرؤ أحد على نشر الإشاعات. |
| Şimdi Haç'ı öpeceğiniz yer olan saraya kadar emekleyerek yüzüstü yere yatacaksınız. | Open Subtitles | الآن ستزحفان طوال الطريق تجاه القصر حيثما ستقبلا الصليب وتستلقيا على وجهكما |
| Doktor, becerilerini gururla göstermek için saraya daldı. | TED | دخل الطبيب إلى القصر مستعدًا لاستعراض قدراته. |
| saraya giren bir yol buldular ve güç fark edilen bir ilaçla, onu uyutup götürdüler. | Open Subtitles | وجدوا طريقا إلى داخل القصر ومع مخدر خفئ خدروها وتم نقلها بعيدا |
| Bu durum sizin saraya gelmenizi sağlamak için. | Open Subtitles | و لكن بشرط أن تقوم بوعد أن تأتى اٍلى القصر |
| saraya gitmek istemedik. Bu resmi değildi, ama ciddi bir durumdu. | Open Subtitles | لم نكن نريد ان نحضر الى القصر هذا ليس رسميا ، و لكنه جاد |
| Ama eğer saraya gelecekseniz, Size B ve S yaparım. | Open Subtitles | و لكن اذا عدت الى القصر سأعمل لك براندى و صودا |
| 1792'de, Fransız Devrimi döneminde Parisli'ler saraya saldırdı ve kral ile kraliçeyi kaçmaya zorladı. | Open Subtitles | في 1792 أثناء الثورة الفرنسية قام غوغاء باريس بمهاجمة القصر و أجبروا الملك و الملكة على الهروب |
| Benim fikrim size ve hükümete ve saraya uyacaktır. | Open Subtitles | فكرتى ستروقك و سترضى عنها الحكومه و القصر |
| saraya gittiğimizde hatırlat da teşekkür edeyim. | Open Subtitles | ذكرنى أن أشكره في المرة القادمة ونحن فى زيارة القصر |
| Bu gece Firavun'dan talimatları almak için saraya gideceğim. | Open Subtitles | سأذهب للقصر الليلة لآتلقى تعليماتى من الفرعون. |
| Şu anda saraya doğru gidiyoruz. | Open Subtitles | نحن فى طريقنا للقصر الأن، هذا يحدث بالفعل |
| Senin saraya dönmeni ve baş hizmetkarım olmanı istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن ترجعى للقصر أودك أن تكونى رئيسه الخدم المقبله |
| Aşkımızın çocuğunu, aptal, ufak bir fahişeyi... ..saraya geri getirmek için kurban mı edeceksin? | Open Subtitles | هل تضحى بأبنة حبنا من أجل أعادة عاهرة صغيرة سخيفة الى البلاط الملكى ؟ |
| Bu köprü olmazsa saraya yürümek için 4 gün daha gerekli. | Open Subtitles | , وبخروج الجسر من اللعبة . فأنها أربع ايام للوصول للبلاط |
| Soylu bir kadını saraya geri götürüyordum ve doğumu başladı. | Open Subtitles | أخذ سيده نبيلة عائداً إلي القلعة ولكنها فى مرحلة الولادة. |
| saraya dik dik bakıp, daha fazlasını hak ettiğini bilmek. | Open Subtitles | للتَحديق فوق في القصرِ وتعرف بأنّك تَستحق أكثر. |
| "Şangırtılarla şungurtularla saraya gelmiş," | Open Subtitles | "مَع a أغنية وa خشخشة، طَوى إلى المحكمةِ." |
| Kötülükler bölgesindeki saraya doğru uç. | Open Subtitles | و حلّقي أنتِ إلى قصري في البراري |
| Kızın Jane saraya gelsin. - Majesteleri'nin yardımcısı olarak. | Open Subtitles | إبَنتك "جين" يجِب أن تَأتِي لِلقصِر كَسيِده لفَخامتِها |