| Bir aile evinde dört Sari bir yatak ve bir köşe tutulur. | Open Subtitles | أربعة ثياب ساري وفّرتْ سرير واحد و زاوية وفرتُ في البيتِ العائليِ. |
| Sari'yi tebrik etsem iyi olacak ayrıca unutma sadece iki haftadır çıkıyoruz. | Open Subtitles | يجب ان اذهب تهاني ساري و تذكري نحن نتواعد منذ منذ اسبوعين |
| Her gün teyzeme yardım ederken onu sadece beyaz Sari içinde bir figür olarak görüyorum. | Open Subtitles | شهدت فقط تمثال في ساري أبيض.. .. مساعدة ماشي في عملها يوما بعد يوم. |
| benim Sari secimimde tercihim yok bu yüzden ilk aldigimda karanlik bir secim yaptim ve bu benim ilk maasim | Open Subtitles | ليس لدي خيارات متعددة في ألوان الساري لذا فقد اخترت واحد و أنا مغمض العينين و هذا أول راتب لي |
| Annem Sari giyeceğini söylemişti ama hâlâ üzerini değişmemiş. | Open Subtitles | قالت أمى بأنها سترتدى .الساري ولكنها لم تتغير |
| Aslında Karva Chauth sadece az yiyenler Sari giyebilir. | Open Subtitles | فقط الذين هم يمتنعون عن الطعام يستطيعون أرتداء السارى |
| Bu, babana gelin gelirken giydiğim Sari. | Open Subtitles | ارتديته الذى الزفاف سارى ابيك منزل الى وجئت |
| Neden onlara ipek Sari almak zorundaydım ki? | Open Subtitles | لماذا تكبدتُّ العناء لكي إشتري لها ساريٌّ حريريّ؟ |
| O buralarda... Sari giymek ne kadar uzun sürer bilirsin! | Open Subtitles | إنّها على الطريق تعلم كم تستغرق وقتاً لكي ترتدي الساريّ |
| Bunun anlamı "kocası ölmüş" demek ve beyaz bir Sari giymek zorunda, değil mi? | Open Subtitles | وهذا يعني أن زوجها قد مات.. .. وعليها ارتداء ساري أبيض ، أليس كذلك؟ |
| Canang Sari bir dilenme değil. Senin geri verme zamanın. | Open Subtitles | "كانانغ ساري" ليس توسّلا، إنّه الوقت الذي تمنح فيه مقابلا. |
| Sari giyeceğim. Sari daha güzel gösteriyor. | Open Subtitles | سوف أرتدي ساري أبدوا جميلة في الساري |
| Ve bana Sari giydirmek gibi aptalca fikirlerini de bir yana bırak. | Open Subtitles | وترمين هذه الفكرة الغبية حول جعلي لابسة للـ "ساري" |
| Arnab'ı bulduğun gün, Sari giyinebilirsin bence. | Open Subtitles | في اليوم الذي تجدين فيه "ارناب" بأمكانك ان تلبسي الـ "ساري" |
| Sen geleneksel bir kıyafet giyiyorsun, bir Sari. | Open Subtitles | انت تلبسين اللبس التقليدي .. ساري |
| Sunmak için Mangalsutra ve Sari getirmeyi unutma. | Open Subtitles | احضر "مانغالسوترا" و ساري من أجل القرابين. |
| Mandakini ıslak Sari'si(gelemeksen hint bayan elbisesi) ile geliyor... | Open Subtitles | عندما تقدَمَت مانداكيني بذلك الساري المبلل |
| İp atlamayı öğrenmek istiyordum. O eski bir ip buldu ve Sari'sini sıkıştırıp ipin üzerinden atladı. | TED | أردت أن اتعلم لاتخطي ، وقالت أنها وجدت حبلا قديما و انها طوت ذلك الساري الذي يخصها و أنها قفزت من فوقه . |
| Bir Sari kumaşı, 4 metre uzunluğunda ve 1,5 metre genişliğindedir. | TED | يبلغ طول الساري 4 متر وعرضه 1.5 متر |
| Shimmer Sari giyince nasıl görüneceğini merak ediyorum. | Open Subtitles | شيميير" ، أنا أريد أن أرى كيف "تبدين فى السارى |
| - Shimmer, Samara sana Sari getirmiş. | Open Subtitles | "شيميير" ، "سمارا" قامت بشراء سارى مخصوص لكى |
| Ah! Bu sizin için. İpek Sari. | Open Subtitles | هذا من أجلكِ، ساريٌّ حريريّ. |
| Yani, bana Sari almalarını sen söyledin. | Open Subtitles | إذاً، أنت أخبرتهم بأن يشتروا لي هذه المجموعة من الساريّ. |
| Annem beş senedir bir tek Sari almadı. | Open Subtitles | لم تشترِ والدتي لباساً هندياً تقليدياً (سارياً) منذ 5 أعوام |