"sarkan" - Translation from Turkish to Arabic

    • يتدلى
        
    • تتدلى
        
    • معلقة
        
    • المتدلية
        
    • متهدلة الأغصان
        
    • متدلية
        
    • يتدلّى
        
    Şu anki park edilme biçimleriyle, bir balondan sarkan tek gözlü bir maymun tek bir el bombasıyla hepsini darmadağın edip, cehenneme gönderebilir. Open Subtitles ، تقف الآن بطريقة القرد الأعور الذى يتدلى بـ 10 سنت يمكن أن يذهبوا جميعاً للجحيم . بقنبلة يدوية واحدة
    Bunu herkes diyor , ama içinde bulunduğumuz durumda geminin arkasından aşağı sarkan ben değilim. Open Subtitles ذلك الذي كلّ شخص يقوله، لكن مع كل الإحترام آنسة لست أنا من يتدلى من خلف سفينة
    En etkili sigara karşıtı kampanya buydu. Ağzından sarkan eğilmiş sigarayı fark etmişsinizdir, TED لقد كان الإعلان الاكثر فعالية للإقلاع عن التدخين هو هذا. سوف تلاحظون أن السيجارة تتدلى وكأنها ذابلة من فم هذا الشخص,
    Bu yüzden elektrik kablolarından sarkan o kadar spor ayakkabısı görülür. Open Subtitles لهذا ترون أحذية الناس معلقة على خطوط الكهرباء
    Siz ve beyninizden sarkan Ying Yang toplarınız? Open Subtitles بخصيتيك الصينية المتدلية من عقلك البوذي
    Gölü geçtim, sarkan agacin yaninda, kizi gözetledim. Open Subtitles عند البحيرة، بجانب الشجرة متهدلة الأغصان تجسست عليها
    Bağırsakları dizlerine kadar sarkan ya da kafası kesik hiçbir adam kaçamaz. Open Subtitles لم يسبق وهرب رجلاً وأحشائه متدلية أو رأسه مقطوعة.
    Herkes hep aynı şeyi söylüyor... yanlış anlamayın bayan ama... küpeşteden sarkan ben değilim. Open Subtitles هذا ما يقوله الجميع! لكن مع خالص إحترمي يا آنستي، لستُ مَن يتدلّى من مؤخّرة السفينة هنا.
    Güzel bir kemeri ve deri bir papyonu ve şapkasından sarkan sevimli tüylü bir şeyi vardır. Open Subtitles يرتدى حزام أنيق و رباط عنق من الجلد و كان هناك زغب لطيف يتدلى من رأسه
    Ama dur, bazen sarkan kırpıntı sarkmıyor bile. Open Subtitles لكن انتظر فأحياناً التشاد المتدلي لا يتدلى
    Sadece mağazadan sarkan turuncu bir uzatma kablosu ve kaldırım kenarında yarısı yenmiş bir ekmek. Open Subtitles مجرد سلك تمديد كهرباء برتقالي اللون يتدلى من المقبس ونصف كعكة مأكولة ملقاة على الرصيف
    Bir çıkıntının üzerinden sarkan kayalar parmak uçlarının altına çökmeye başlarlar, Open Subtitles يتدلى من الحافة, بدأت الصخور بالانهيار تحت أنامله,
    Filmdeki ince adam sahnesinde ağaçtan sarkan biri var. Open Subtitles هناك قزم يتدلى من الشجرة خلال مشهد رجل الصفيح
    - Tamam. Pembe şeyi sarkan bir pitbull gibisin. Open Subtitles أنت مثل كلب الـ"بيت بول" مع ذلك الشيء الوردي الذي يتدلى منك
    Dışarıda, kıçları pantalonlarından dışarı sarkan bir sürü kanlı, canlı insan var. Open Subtitles هناك أناس تتدلى أجسادهم حقاً من بناطيلهم
    Kulübe tavanındaki üfleçten sarkan ayakları, bacakları gözümün önünde hâlâ. Open Subtitles كان يمكن رؤية سيقانه وقدماه تتدلى من المروحة فى داخل الكوخ
    Tavandan sarkan bir çeşit tüylü eşya. Open Subtitles بعض من نوع الاشياء المشعره تتدلى من السقف.
    Tavandan sarkan cesetlere bile tecavüz ediyorlar. Open Subtitles أحياناً يغتصبون الضحية وهي معلقة على عارضة خشبية
    Amerika'nın her yerinde ağaçlardan sarkan süsler kapılarda çelenkler ve buhar borularında cesetler olur. Open Subtitles حيث الحلي معلقة بالشجرة و العصي على الأبواب في جميع أنحاء أمريكا
    Ağaçtan sarkan bir meyva gibi yani. Open Subtitles مثل الفاكهة المتدلية
    Sunuma geçmeden önce 3'ncü sınıfların dans dersinde söğüt ağacı ve sarkan ağaçlar için, yazdığı okul şarkısıyla sizleri baş başa bırakalım. Open Subtitles قبل أن نقوم بالإعلانات ونرى نتائج الصف الثالث دراسة رقص الصفصاف والأشجار المتدلية نبدأ يومنا بأغنية المدرسة !
    Gölü geçtim, sarkan agacin yaninda, kizi gözetledim. Open Subtitles عند البحيرة، بجانب الشجرة متهدلة الأغصان تجسست عليها
    Bağırsakları dizlerine kadar sarkan ya da kafası kesik hiçbir adam kaçamaz. Open Subtitles لم يسبق وهرب رجلاً وأحشائه متدلية أو رأسه مقطوعة
    Güneydoğu Asya mitolojisinde, çocukları kaçıran şeytan Rangda'nın da kocaman pörtlek gözleri ve ağzından sarkan çok uzun bir dili vardır. Open Subtitles في جنوب شرق (آسيا)، (رانجدا)، شيطان خطف الأطفال لديه أيضاً أعين ضخمة وجاحظة ولسان طويل للغاية يتدلّى من فمه.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more