| Ama o gece başka biri daha Satine'le buluşacaktı. | Open Subtitles | لكن شخص آخر كان عليه أن يقابل ساتين في تلك الليلة |
| Hayat ne harikaydı, Satine varolunca. | Open Subtitles | ما أروع الحياة عندما كانت ساتين في هذا العالم؟ |
| Satine'in gönlünü akşam yemekte fethederim. | Open Subtitles | يجب أن أتودد إلى ساتين الليلة بعد العشاء |
| Mükemmel bir plandı. Satine'in sınavından geçecek ve ilk apsent kadehimi içecektim. | Open Subtitles | أنا كنت بمثابة إختبار لساتين وكنت لأتذوق كأسي الأول ... |
| Satine için bir yetenek denemesiydi ve ilk defa absinnthe içecektim | Open Subtitles | أنا كنت بمثابة إختبار لساتين وكنت لأتذوق كأسي الأول ... من الكحول |
| Satine'e şiirlerimi okuyacaktım. | Open Subtitles | وأنا كنت أؤدي شعري لساتين |
| Ama Satine ne o, ne de ondan sonraki akşam yemeğe gitmeyecekti. | Open Subtitles | لكن ساتين لن تحضر العشاء في هذه الليلة أو الليلة القادمة أنت تخدعينني |
| Hayır! Dük! Satine'e bu akşam izin yapması için ısrar edeceğim. | Open Subtitles | لا، يا عزيزي الدوق أنا سأصر بأن ترى ساتين الليلة |
| Mösyö Zidler Matmazel Satine ölüyor. | Open Subtitles | السيد زيدلير، الآنسة ساتين تحتضر إنها مصابة بالسل عصفورتي الصغيرة تحتضر؟ |
| Chocolat, Satine'i odasına çıkar, hazırlansın. | Open Subtitles | خذ الآنسة ساتين إلى غرفة ملابسها لتحزم حقائبها |
| Ona yaklaşırsa öleceğini Satine'e söyledim! | Open Subtitles | لقد أخبرت ساتين بأنه إذا إقترب كريستان منها، فسوف يُقتل |
| Fakat o gece bir başkası Satine'le tanışıyordu | Open Subtitles | لكن شخص آخر كان عليه أن يقابل ساتين في تلك الليلة |
| Hayat ne güzeldi, o zaman Satine dünyadaydı. | Open Subtitles | ما أروع الحياة عندما كانت ساتين في هذا العالم؟ |
| Satine'i akşam yemeğinden sonra elde etmeye çalışabilirm. | Open Subtitles | يجب أن أتودد إلى ساتين الليلة بعد العشاء |
| Evet, gösteri devam edecekti ama Satine son yemeğe katılmayacaktı o gece ya da sonraki gece. | Open Subtitles | لكن ساتين لن تحضر العشاء في هذه الليلة أو الليلة القادمة أنت تخدعينني |
| Ve ben Satine'ye şiirimi okumak üzereydim. | Open Subtitles | وأنا كنت أؤدي شعري لساتين |