| Malını kimseye satmadım ve şoförlerden biri annen olsa da umurumda değil. | Open Subtitles | لم أبع شحنتك لأحد ولا أبالي إن كانت أُمّك واحدة من السائقين |
| Elbette ki öyledir. Hayatımda asla beş para etmez birşey satmadım. | Open Subtitles | بالطبع هي كذلك، لم أبع سيّارة معطوبة بحياتي |
| Kendimi asla satmadım. Ama onunla birlikte olduğum için bana kimse inanmadı. | Open Subtitles | لم أبع نفسي أبداً، لكن لأني كنت معها لم يصدقونني |
| 1,000,000 $ teklif edildi de satmadım. | Open Subtitles | لقد عرض على 1,000,000 دولار ولكننى لن أبيعها |
| Çünkü diğer işlerde ona 1 milyon dolara kırık bir kutu satmadım. | Open Subtitles | لا أبيعه صندوق معطوب مقابل مليون دولار أين يوجد المسدس في هذه؟ |
| Vücudumu kıllı ve kokan bir yaşIı adama hiç satmadım. | Open Subtitles | ولم ابع جسدي ابدا الى الرجال الكبار بالسن |
| Neyse, onu henüz satmadım. | Open Subtitles | على أي حال . أنا لم أبعه لحد الآن |
| Hayır, gün boyu hiç fıçı satmadım fakat tıkaç için genç birisi geldi. | Open Subtitles | كلّا، لم أبيع برميل طوال اليوم لكن شاباً أتى من أجل حنفيّة |
| Ama bak, bunların bize düğünde hediye ettikleri seramik kâseyi satmadım. | Open Subtitles | هيي , أنا لم أبع الصحن السيراميكي الذي أعطونا إياه كهدية لزواجنا |
| Ve sikik bir aptal olmadığım için bu bölgede tek bir hap bile satmadım. | Open Subtitles | ولأنني لست غبيًّا لعينًا لم أبع قرصًا واحدًا منها في هذه الولاية |
| " O naziye büyük sanat eserinin kendisini satmadım. | TED | فقال " انا لم أبع لوحة فريدة لذاك النازي .. |
| Sanırım. Bilmiyorum. Daha önce bunlardan birini hiç satmadım o yüzden- | Open Subtitles | أظن هذا, لا أعلم لم أبع أحداها من قبل |
| Karıştırmış olmalısın. Ben hiçbir zaman mal satmadım. | Open Subtitles | حتماً تشابه لم أبع الكوكايين في حياتي |
| O arabayı sana ben satmadım, sen satın aldın. | Open Subtitles | لم أبع لك تلك السيّارة بل أنت إشتريتها |
| satmadım çünkü "Seninle birlikte bu uzun yoldayım." sözüne en baştan inanmamıştım. | Open Subtitles | لم أبيعها لأنني لم أكن مشتركة في عبارتكِ "سنكون معًا للمدى الطويل" منذ البداية |
| Onlara hiçbir şey satmadım. | Open Subtitles | {\pos(192,230)} لم أبيعه لهم. {\pos(192,230)} |
| Vücudumu kıllı ve kokan bir yaşlı adama hiç satmadım. | Open Subtitles | ولم ابع جسدي ابدا الى الرجال الكبار بالسن |
| Ben ona hiçbir şey satmadım. | Open Subtitles | أنا لم أبعه أي شئ |
| Geçen hafta satmadım, büyük totem yaptım, kazanmıştık. | Open Subtitles | لم أبيع أي شيء الأسبوع الماضي، أيضاً لقد صنعت طوطماً وربحنا. |
| Düğün hikayeni ben satmadım. Annem sattı. | Open Subtitles | لم أقم ببيع زفافك , والدتي فعلت |
| Orada çalıştığım süre boyunca hiçbir şey satmadım. | Open Subtitles | لم أبتاع أي شئ طوال الوقت الذي قضيته هناك |
| - Onlara işe yarar bir şey satmadım. | Open Subtitles | إسمعوا، لم أبعهم أيّ شيئ مفيد. |
| Berbat bir anne olabilirim ama en azından çocuğumu en çok parayı verene satmadım. | Open Subtitles | أتعلمين, قد اكون ام حمقاء ولكن على الأقل لم ابيع طفلي لأعلى عارض |
| Seni bir kol saatine satmadım. | Open Subtitles | لم أتخلى عنك لأجل ساعة |
| Ben seni satmadım. | Open Subtitles | لم ابيعك |
| Aslında ben onunla birlikte meyve satmadım. | Open Subtitles | أنا لم أقم ببيع الفاكهة معه حقًا |