| Fakat barın sahibiyle konuştum, teklifinize teşekkür ediyor ama barı satmakla ilgilenmiyor. | Open Subtitles | ولكنى تحدثت مع المالك هو يقدر العرض ولكنه ليس مهتم ببيع الحانه |
| Kapı kapı gezip ansiklopedi satmakla biraz para kazanır. | Open Subtitles | يؤمن عمل صغير ببيع الموسوعات من الباب إلى الباب |
| Bayan Norbury uyuşturucu satmakla suçlandı. | Open Subtitles | مسز نوربورى, متهمة ببيع المخدرات. والأن, ما الذى تحتاجه الفتيات اليانعات اللاتى أمامى. |
| Polisin ele geçirdiği ekstazi miktarına bakılırsa Jason'ı uyuşturucu satmakla suçlayacaklar demektir. | Open Subtitles | كمية الأقراص أو المخدر الذي وجدوه، تعني أن (جايسون) متهم بترويج المخدرات |
| satmakla ilgilenmiyormuş. | Open Subtitles | قال إنه غير مهتم بالبيع. |
| Babam hayatının son yıllarını... antikaları cilalayıp satmakla geçirdi. | Open Subtitles | أبي قضى السنوات الأخيرة من حياته في ترميم القطع الأثرية وبيعها |
| Bir erkeğe yalakalık yapmak gösteri yapmak gibidir bir hayali satmakla alakalı bu. | Open Subtitles | التحدث بلباقة مع رجل نوع من الانجاز الامر يتعلق ببيع الفنتازيا |
| Bilemiyorum, ama evi satmakla başlayarak işin nereye gideceğini görürüm diye düşündüm. | Open Subtitles | لا أعلم، لكنّني فكرتُ بأن أبدأ ببيع المنزل وأرى إلى أن تسير الأمور بعد ذلك. |
| Şimdi ise T-shirtler, saatlar ve daha bir çok şey satmakla uğraşıyor. | Open Subtitles | الان هو مهتمٌ أكثر ببيع الأقمصية والساعات و أيا كان |
| Düşmana silah satmakla suçlanan Stark Endüstrileri kurucusu meclis binasına çağrıldı. | Open Subtitles | متهم ببيع أسلحة للعدو "مؤسس "صناعات ستارك "إستدعي مؤخراً إلى "الكونجرس |
| Once ilk-gun aciklari satmakla taninan bir siyah sapka sonra yangin cikarma arzusu duyan sapkın bir piromanyak. | Open Subtitles | في الأول مخترق معروف ببيع الثغرات الفورية ثم شخص مهووس |
| Demirin fiyatını ayarlayan kanun çıkmadan evvel madenciler madenlerini başka yerde satmakla tehdit ediyordu. | Open Subtitles | قبل أن أضع قانون تحديد سعر الحديد عمال المناجم كانوا يهددونا ببيع الحديد الخام في مكان أخر |
| Ama birkaç dövüşü satmakla suçlandı. | Open Subtitles | مع ذلك إنه متهم ببيع بعض مبارياته |
| Vampirlerin V satmakla ne işi olur ki? | Open Subtitles | ماذا يفعل مصاص الدماء ببيع دمه ؟ |
| O şerefsizler beni bağlantı satmakla suçluyor. | Open Subtitles | هؤلاء الأوغاد هناك إتهموني ببيع الفائض |
| Yiyecek şirketleri daha fazla yiyecek satmakla ilgileniyorlar. | Open Subtitles | شركات الأغذية مهتمة ببيع الطعام |
| Kuzenim asla uyuşturucu satmakla suçlanmadı. | Open Subtitles | لم يُهتم قريبي ببيع المخدرات قط. |
| Yok, Lance beni kulüpte uyuşturucu satmakla suçladığında düşündüğün şeyleri kastettim. | Open Subtitles | بل أقصد ما خطر بذهنك حين اتّهمني لانس) بترويج المخدرات في ملهاك) |
| - Teşekkür ederim. Yok, Lance beni kulüpte uyuşturucu satmakla suçladığında düşündüğün şeyleri kastettim. | Open Subtitles | بل أقصد ما خطر بذهنك حين اتّهمني (لانس) بترويج المخدرات في ملهاك. |
| - Babam kanıt kasasından robotikleri çalıp karaborsada satmakla suçlanmıştı. | Open Subtitles | لقد تم أتهام أبي بسرقة أجزاء أنسان آلي من مخزن الأدلة وبيعها في السوق السوداء. |
| Raj,konuyu iyi düşün açık düşün kamyonu satmakla hata yapmıyorsun öyle değil mi ? | Open Subtitles | "راج " ، فكر بالموضوع بفكر منفتح أنت لا ترتكب خطأ ببيعك شاحنتك ، أليس كذلك ؟ |