| Bu, savaşla ilgili ve meclisin savaş ilanına hakkı var. | Open Subtitles | هذا أمرٌ يتعلق بالحرب والكونغرس وحده يمتلك قدرة إعلان الحرب |
| Gördüğüm savaşla ilgili olduğuna dair hiç fikrim yoktu. | TED | لم أكن أعلم أنها متصلة بالحرب التي شهدتها. |
| Bundan sonra, bizzat bana danışacaksınız savaşla ilgili her karar ve bir barış ihtimali konusunda. | Open Subtitles | ومن الان فصاعدا ستصبح مستشاري الشخصي على كل قرار متعلق بالحرب واي احتمال للسلام |
| Çin ve batı tarihlerine savaşla değil ticaretle başlamıştır. | Open Subtitles | الصين و الغرب تعارفوا منذ فجر التاريخ ليس في الحروب بل في التجاره |
| İç savaşla parçalanmış muz cumhuriyetlerimden geliyorlar. | Open Subtitles | انهم يأتون من اصقاع الارض من بلدان مزقتها الحروب الاهلية |
| Özgürlük savaşınız iç savaşla sonuçlanacak. - Kesinlikle. | Open Subtitles | هل ستنتهي نضالكم للحرية بحرب أهلية إذاً؟ |
| Dindarlarla dönekler arasında büyük bir savaşla. | Open Subtitles | كحرب كبيرة بين الصالحين والفاسدين |
| Fakat eğer dediğini kastettiysen, yani hepimiz savaşla karşı karşıyaysak bu savaşa hep birlikte göğüs germek zorundayız. | Open Subtitles | ولكن لو قصدت ما قلته، أننا جميعاً نواجه حرباً فعلينا بطريقة ما مواجهتها سوياً. |
| Seremoni, ebeler ile diğer doktorlar arasındaki yalancı bir savaşla başlıyor. | TED | يبدأ الحفل بمعركة وهمية بين القابلات والأطباء الآخرين. |
| Bu Avrasya'yla olan savaşla ilgili en ağır ulusal akıbetin haberidir. | Open Subtitles | إنها اخبار عن الخطر الوطني العظيم متعلقه بالحرب مع أوراسيا |
| savaşla alakası yok. Savaştan önce de evde göremezdik seni. | Open Subtitles | هذا لا علاقة له بالحرب أنك لم تكن من قبل في المنزل |
| Ama... kafedeki ninenin bu savaşla ilgisi yoktu. | Open Subtitles | .. لكن و العرافة ليس لهم أية علاقةٍ بالحرب |
| Soğuk savaşla ilgili her şeyi çok sever. | Open Subtitles | إنهم يحبونَ كل شئ له علاقة بالحرب الباردة |
| Ne yemekle, ne şarapla, ne de elbette ki savaşla ilgili. | Open Subtitles | ليس بالطعام، ليس بالنبيذ، وبالطبع ليس بالحرب. |
| Bense eve çok daha yakın olan savaşla meşguldüm. | Open Subtitles | و أنا بقيت منهمكة بالحرب التي أخوضها قريباً من دياري |
| Antoine'i savaşla tehdit ettiğinde gözlerinde bunu görebiliyordum. | Open Subtitles | عندما هددت أنتوان بالحرب, كان بأمكاني أن أرى في عينك,أنك قصدتها. |
| Ülkemiz iç savaşla parçalanıyor. Hergün köyler yokediliyor. Ekinler yakılıyor, masumlar öldürülüyor. | Open Subtitles | الحروب الأهلية منتشرة في أراضينا، القرى تُنهب كل يوم، المحاصيل تفسد والأبرياء يموتون |
| Öyle adlandırmak istiyorsan savaşla ilgili durum şu öldürülen diğer kadının kocası. | Open Subtitles | المهم فى موضوع الحروب هو - إذا سلمنا بذلك |
| Burası savaşla kirlenmemiş bir yer. | Open Subtitles | هذا المكان لم يلوّث من قِبل الحروب |
| Adam tehlikeli bir kaçık ve nükleer savaşla tehdit ediyor. | Open Subtitles | أنه مجنون و خطير وهو يتوعد بحرب نووية |
| Avatar olarak, savaşla göz korkutamazsın. | Open Subtitles | كأفتار , لايمكنك ِ التهديد بحرب |
| Ama savaşla sona erebilir. | Open Subtitles | و لكن قد ينتهي كحرب |
| Ülkemizdeki iç savaşla mücadele ediyorduk. | Open Subtitles | كنا نواجه حرباً أهلية في بلدنا |
| Yine aday olabilir ama bir savaşla kariyerini mahvederse değil. | Open Subtitles | ولكن ليس إذا دمر مهنته بمعركة قانونية مطوله |