| Bu tecrübe beni hasta hakları savunucusu hâline dönüştürdü. | TED | لقد حولتنى تلك التجربة إلى مدافع عن حقوق المرضى |
| Profesör, o bir tecavüz savunucusu. | Open Subtitles | أيتها البروفسورة إنه مدافع عن الاعتداء الجسدي |
| Avrupa'daki tüm hristiyan devletlere bir tehdit oluşturdu, Papa da onu Hristiyanlığın savunucusu gibi gösteriyor. | Open Subtitles | هو يهدد كل الامه المسيحيه في أوروبا ويجبر البابا على الاعلان بأنه حامي المعتقد |
| 41. Luden Nimrod Kendrick falan filan, insanlığın savunucusu. | Open Subtitles | لودنيز نيمرود كيندريك الخ, الخ الواحد و الأربعون حامي الانسانية |
| O an, hatalı işleyen bir zihne sahip olmanın neler hissettirdiğini ilk öğrendiğim andı. Ve gerçekten zihin sağlığı savunucusu olduğum zamandı. | TED | هذا عندما أدركت مباشرةً ما يمكن أن تشعر به عندما يصيبك عطل في العقل. وهذا عندما أصبحت حقًا المدافع عن صحة الدماغ. |
| Dünya'nın savunucusu. | Open Subtitles | روز تايلر، حامية الأرض |
| Çocuk hayırseverliğinin güçlü bir savunucusu. | Open Subtitles | مدافع قوي عن جمعية الاطفال الخيرية للأطفال. |
| İnsan haklarının ve gey evliliklerinin savunucusu. Peder Drake'in kim olduğunu herkes biliyor. | Open Subtitles | ٦٨ سنة، مدافع أول عن الحقوق المدنية، محارب لأجل تشريع زواج المثليين، |
| - ...bir ejderha dövmesi yaptırmalısın. - Bak, adalet savunucusu olmadım, tamam mı? | Open Subtitles | مثل القبضة الحديدية انظر, انا لست مدافع عن العدالة ؟ |
| Ben artık kamu savunucusu değilim. | Open Subtitles | أنا لم اعُد مدافع عام بعد الان |
| Ben artık kamu savunucusu değilim. | Open Subtitles | انا لم اعُد مدافع عام بعد الان |
| Kralın, Krallığın savunucusu olması gerekir. | Open Subtitles | المفترض على الملك ان يكون حامي للشعب |
| Kralın, Krallığın savunucusu olması gerekir. | Open Subtitles | يُفترض أن يكون الملك حامي المملكة |
| "...insanlığın savunucusu ve bilinen uzayın imparatoru." | Open Subtitles | حامي البشرية) (و امبراطور الفضاء المعروف |
| Ben, Baş-Vezir Kara Mustafa, gerçek inancın savunucusu... | Open Subtitles | أنا الوزير الأعظم كارا مصطفى المدافع عن الإيمان الحقيقي |
| Dört defa evlenmiş, bariz bir şekilde zina yapıcı evlilik dışı ilişkinin savunucusu kendini deşifre etmiş ve okulundan kovulmuş bir sosyalist ayrıca Birinci İngiliz Savaşı'ndaki hainlik planları nedeniyle.. | Open Subtitles | المتزوج أربع مرات الزاني الوقح المدافع عن العلاقات الجنسية المؤمن بالأشتراكية المفصول من وظيفته الجامعية |
| Rose Tyler. Dünya'nın savunucusu. | Open Subtitles | روز تايلر، حامية الأرض |
| Dostlarım, belki birkaçınız bana çocuk hakları savunucusu olmadan önce ne yaptığımı söyleyebilir? | TED | أصدقائي ، ربما يود أحدكم ان يقول لي ، ماذا كنت أفعل قبل أن أصبح ناشط في مجال حقوق الأطفال؟ |
| O bir hayvan hakları savunucusu muydu? | Open Subtitles | أكان مدافعاً عن حقوق الحيوانات؟ |
| - Mazlumun savunucusu tarzı bir şey. | Open Subtitles | مدافعة عن المستضعفين شيء من هذا القبيل |