| Sağlık görevlileri olarak, araçlarımız çok zayıftı: insanları kişisel davranışlarını değiştirmeye, prezervatif kullanmaya ve partner sayısını azaltmaya teşvik etmek gibi. | TED | كمختصّين في مجال الصحّة، كانت أدواتنا محدودة جدا: كنا ندعو الناس لتغيير سلوكاتهم الفردية، واستعمال الواقي الذكري والحد من عدد الشركاء. |
| Çoğu akademinin, polis teşkilatındaki kadın sayısını azaltmaya çalışan eril bir polislik gayesine bel bağladığını biliyoruz. | TED | نحن نعلم أن أغلب الأكاديميات تعتمد نموذجًا ذكوريًا للعمل الشرطي والذي يقلّص من عدد النساء في العمل الشرطي. |
| Yol kenarındaki ilan tabelalarının sayısını azaltmaya çalışıyordum. | Open Subtitles | لقد كنت أحاول أن أقلل من عدد اللوحات الإعلانية التي بجانب الطريق في ذلك الوقت حسناً ، يبدو بأنكِ توقفتِ هناك |
| Hapishanelerdeki insanların sayısını azaltmaya çalışıyoruz. | TED | نريد أن نقلص من عدد المساجين. |