| Üniversiteler imtiyaz ve tanıtım sistemlerini akademisyenlerin yayın sayısına göre inşa ederler. | TED | يعتمد نظام الجامعات في التوظيف والترقية على عدد مرات النشر لهذا الباحث. |
| Bir iyondaki net yük iyondaki proton sayısı eksi elektron sayısına eşittir | TED | صافي الشحنة في الأيون يساوي عدد البروتونات في الأيون ناقص عدد الالكترونات. |
| Bunu kalan yıl sayısına bölersek yıllık ortalama 11 milyar ton CO2 bütçemiz olduğu ortaya çıkar. | TED | وان قسمنا هذا على عدد السنوات, سيكون المتوسط لدينا 11 مليار طن من غاز ثاني اوكسيد الكربون سنويا. |
| Geçmişte sipariş ettiğimiz bantların sayısına dair bir histogram çizerseniz, artık biraz azaldı. | TED | وإذا رسمت رسم بياني لعدد الإسعافات التي طلبناها في الماضي فقد تلاشت الآن. |
| kriz anında arayabileceklerini düşündükleri arkadaş sayısına bakılıyor. Rakam 1950lerden beri | TED | قامت الدراسة بفحص المعدل الأمريكي لعدد الأصدقاء الأقرباء الذين يمكن التعويل عليهم خلال الأزمة، |
| Sayfa sayısına bağlı kalmanın neresi bu kadar zor? | Open Subtitles | لاحقا عزيزتي, ما الصعب في الإلتزام بعدد الصفحات ؟ |
| Her atom ve molekülün elektronları bir dizi izinli enerji seviyeleri sayısına sahiptir. | TED | لكلّ ذرة وجزيء عدد محدد من مستويات الطاقة الممكنة لإلكتروناتها. |
| Bu devletler arası organizasyonların sayısına eşittir. | TED | هذا يصل تقريباً إلى عدد المنظمات الحكومية الدولية لدينا. |
| Çin'de büyük şehirlerde sokaktaki araç sayısına kısıtlama vardır. | TED | في المدن الصينية الكبرى، فإنهم يفرضون حصصا على عدد السيارات في الشوارع. |
| Anne sütünü inceleyen makalelerin sayısına odaklandığımızda, kahve, şarap ve domates hakkında çok daha fazla şey bildiğimizi görüyoruz. | TED | وعندما ندقق النظر في عدد المقالات التي تبحث فقط في حليب الأم، نجد أننا نعلم أكثر بكثير عن القهوة والنبيذ والطماطم. |
| Fotoğrafçı başına fotoğraf sayısına göre sıralandırılmış. | TED | ومرتبة على حسب عدد الصور التي إلتقطها المصور. |
| demek değil. Ancak yine de satılan reçetelerin sayısına bakın. | TED | ولكن, إنظر إلى عدد الوصفات التي تصرف لذلك. |
| Ve bu sayı, kabaca, bizim galaksimizdeki yıldız sayısına eşit. | TED | وهذا يعادل تقريبا عدد النجوم التي في مجرتنا. |
| Doğal afetlerin sayısına bakılırsa, Tanrı için de önemli değil. | Open Subtitles | نظراً لعدد الكوارث الطبيعية ليس للرب أيضاً |
| İpin uzunluğuna ve içindeki iplik sayısına bakarsak birinin onu hazırlaması uzun sürmüş. | Open Subtitles | حسناً إستناداً لعدد الخيوط وطول الحبل تطلب من شخص وقت طويل لصنعها |
| Cesetlerin sayısına bakarsak bundan hoşlanan biri de. | Open Subtitles | وبالنظر لعدد الجثث فهو يستمتع بذلك أيضاً |
| Gözlemlediğim darbelerin sayısına bakarsak katilin kapitat veya skafoidinde kırık olmalı. | Open Subtitles | بالنظر لعدد الضربات التي لاحظتها، لابد أنّ القاتل كسر العظم الكبير أو العظم الزورقي. |
| Bu adam ve kedisi YouTube'da ünlü oldular, görüntüleme sayısına bak. | Open Subtitles | هذا الشاب و قطه متاوجدون في كامل موقع اليوتوب انظر لعدد المشاهدات اكثر من مليون مشاهدة |
| Duvarımdaki yüzlerin sayısına bakacak olursak Şangay'a savaş gelmiş bile. | Open Subtitles | يمكنك القول بقدوم الحرب إلى "شنغهاي" بعدد الوجوه على حائطي. |
| Tanıyacağın yüzlerin sayısına şaşıracaksın. | Open Subtitles | سوف تتفاجئ بعدد الوجوه التي ستميزها |
| Bir de onu uçak sayısına böl. | Open Subtitles | ويقسمون ذلك بعدد من الطائرات اللعنة |
| Almadığım tekliflerin sayısına şaşarsın. | Open Subtitles | لابد إنك متفاجىء لكثرة المحاولات لا أفهم |