| Ama bu seanslar sağ olsun, şimdi iyiyim galiba. | Open Subtitles | لكن هل تعلم انني استفدت من هذه الجلسات ، اظن انني بخير الآن |
| Özel seanslar, eşlerin özel sorunları üzerinde çalışmamıza olanak sağlıyor. | Open Subtitles | الجلسات الخاصة تساعدنا على الاهتمام بالمشاكل الشخصية بين الزوجين |
| seanslar arası mola verecek çok da vaktimiz bulunmuyor. | Open Subtitles | وعندها لن نستغرق وقتاً طويلاً بين الجلسات |
| Her hafta internette seanslar yayınlamaya başladık. | TED | بدأنا كل أسبوع بنشر جلسات على شبكة الانترنت. |
| İlacı kullansaydın bile Violet ile seanslar yapacaktınız. | Open Subtitles | حسناً، حتى لو أردتي تعاطيه ستكون هناك جلسات علاجية مع فايوليت |
| Bu seanslar sayesinde durumunuzun nasıl olduğu konusunda bilgi ediniyorum. | Open Subtitles | تسمحُ لي هذه الجلسات بمتابعةِ أخبارك و معرفةِ أحوالك. |
| - ...karıştı ve seanslar sırasında odaklanma yetisini azalttı. | Open Subtitles | مُسببة في تقليل قدراته في التركيز أثناء الجلسات. وشكراً لك. |
| Bu seanslar güvenilir ve mahkemede öne sürülmez. | Open Subtitles | هذه الجلسات سريّة ولا يقبل بها في المحكمة |
| Seni sadece seanslar boyunca düsündü, hepsi bu. | Open Subtitles | لقد فكرت بك خلال الجلسات, هذا كل شئ |
| O seanslar için para ödüyorum. | Open Subtitles | أنا أدفع مالاً جيداً لهذه الجلسات |
| Tek isteğim, her Pazar bütün bu seanslar boyunca vaazlarını dinlerken çektiğim korkunç ıstırabı senin de yaşaman. | Open Subtitles | أنا فقط أريدك أن تُعاني من نفْسِ شِدّة الألم أثناء تلك الجلسات التي أمُرّ بها كل يوم "أحَد" و أنا أستمع إلي خُطبك |
| seanslar uzun sürmeyecektir. | Open Subtitles | هذه الجلسات لا تستدعي كل هذا الوقت |
| İstersen ücretsiz seanslar yapabiliriz. | Open Subtitles | يمكنني منحك بعض الجلسات المجانية |
| Ve bir gün, seansıma gelip-- ki seanslar çok yorucu ve insafsızdı-- bana "Vay canına! Aimee, sen gerçekten de çok güçlü kuvvetli küçük bir kızsın. Bir gün bu bantlardan birini kırabilirsin. | TED | وفي يوم من الأيام دخل الى الجلسات التي تضني ولا ترحم وقال لي "آيمي, كم أنت فتاة قوية, اعتقد بأنك سوف تقطعين احدى هذه المطاطات |
| Bu seanslar sizin için bir fırsat olabilir. | Open Subtitles | هذه الجلسات يمكنها أن تكون قرصتك... |
| Vanessa. - O seanslar gizliydi. | Open Subtitles | تلك الجلسات سرّية |
| Ta ki Echo'nun üç ay sırasında tehlikeli unsurlara maruz kalmadığı konusunda tatmin olana kadar bu seanslar devam edecek. | Open Subtitles | إلى أن أتأكّد بأن (إيكو) لم تتعرض لعناصر خطرة حين كانت بالخارج هذه الجلسات ستستمر |
| Seninle kapsamlı seanslar yapmak istiyorum, hipnoz da dahil. | Open Subtitles | أود اجراء جلسات مكثفة معك متضمنة التنويم المغناطيسي |
| Üç, üç buçuk saatlik seanslar olacak. | Open Subtitles | سنذهب فى ثلاثة جلسات لثلاثة ساعات ونصف |
| Medyumlar, seanslar, bütün acayip şeyler. 1993'te ölünce aile dağıldı. | Open Subtitles | مهتمة بالأشياء الغامضة بشكل كبير وسطاء روحانيين, جلسات تحضير أرواح ... كل الأشياء الغريبة ماتت عام 93, و تفرقت العائله |
| Üç, üç buçuk saatlik seanslar olacak. | Open Subtitles | سنذهب فى ثلاثة جلسات لثلاثة ساعات ونصف |