| Dr. Seaton'a benzeyen, yaşlı bir bunak tarafından yazıldığını düşünüyorsun. | Open Subtitles | لقد كتبت من قبل بعض الشيوخ مثل دكتور سيتون |
| Carolina'ya, muhabir arkadaşımız Seaton Motley'e bağlanıyoruz. - Seaton? | Open Subtitles | دبليو دي زد بي) مِن مراسلي ولاية) كارولينا سيتون موتلي |
| Değil mi, Seaton? | Open Subtitles | أَعتقدُ بأنّه كَانَ (روفي أليس كذلك ، يا(سيتون)؟ |
| Seaton, onun ilk filminde ben onun prodüksiyon asistanıydım. | Open Subtitles | ساتون, لقد كنت مساعدها في الإخراج في فيلمها الأول |
| Seaton'a söyle eğer beni hala müşterisi olarak istiyorsa beni bir sonraki uçağa bindirip buradan gitmemi sağlasın, tamam mı? | Open Subtitles | أخبر ساتون إن كان لا يزال يرغب بي كعميل سوف يحضرني على الطائرة التالية |
| - Bırak Dr. Seaton Carol Anne ile ilgilensin. | Open Subtitles | دع د سياتون يتعامل مع كارول أن- أنها أبنه أختك - |
| Bay Seaton, insanların ölmesinden ben de zevk almıyorum! | Open Subtitles | سيد (سيتون)، لم أحضى بالسرور من معرفة أن أناساً سيموتون على عاتقنا |
| Ama yöneticilerinden biri tarafından serbest bırakıldım. Adı Greg Seaton. | Open Subtitles | لكنه تم إطلاق سراحي من قبل أحد مدرائه التنفيذيين، رجلاً يدعى (جريج سيتون) |
| Adı Greg Seaton. Jonas Hodges'ın yakınındaki isimlerden. | Open Subtitles | اسمه هو (جريج سيتون) وهو جزءٌ من الحلقة الداخلية لـ(جوناس هودجيز) |
| Bay Seaton, içeriden gözlem yapacak birinin yardımına ihtiyacımız olabilir. | Open Subtitles | سيد (سيتون)، قد يساعد الحصول على شخصاً على الأرض يقوم بالاستطلاع |
| FBI, Seaton isimli biri tarafından kasıtlı olarak yanlış yönlendirildi. | Open Subtitles | لقد اقتيدت المباحث الفيدرالية بتعمدٍ إلى موقعٍ خاطىء من قبل رجلاً يدعى (سيتون) |
| Evet, Bay Seaton'u tanıyorum. | Open Subtitles | -لكن صدقيني، إنه عبقري -نعم، أعرف السيد (سيتون ) |
| Seaton Savings Loan bankasında memurum. | Open Subtitles | أنا أمين صندوق بمصرف ,سيتون) للإقراض و الإدخار) |
| Seaton'ın istihbaratı ne kadar güvenilir? | Open Subtitles | -ما مدى ثقتك بمعلومات (سيتون)؟ |
| Seaton, sen arkamızda kal. | Open Subtitles | (سيتون)، أحتاجك لأن تبقى خلفنا. |
| Seaton bize zaman kazandırdı. | Open Subtitles | صديقنا (سيتون) القديم وفر لنا بعض الوقت |
| Seaton şu anda burada değil, toplantısı var. | Open Subtitles | ساتون ليس هنا الآن هو في إجتماع |
| Bilemiyorum, Seaton. Ben San Diego'danım. | Open Subtitles | لا أعرغ ساتون أنا من سان ديغو |
| Seaton, doğru anlamama izin ver şunu. | Open Subtitles | ساتون, دعني افهم هذا |
| Bekle, Seaton, bu çok saçma. | Open Subtitles | مهلا ساتون, هذا سخيف |
| Oraya gittiğin için teşekkürler, Seaton. | Open Subtitles | شكرا لذهابك هناك ساتون |
| Dr.Seaton'un dediği gibi. Seaton bu gece olanları açıklayan hiçbir şey söylemedi. | Open Subtitles | لم يقل د سياتون شيئ ليشرح ما حدث الليله |