| Ve buraya gelmemin sebebi de bu, sessizlik dışında başka birşeyler bulabilmek. | Open Subtitles | وهذا سبب مجيئي هنا أمور تعتقد أنك تعلم بشأنها .. الطمأنينة |
| Endişe etmemin sebebi de bu. | Open Subtitles | لم يكن ليقابلنا بالمثل بهذه التقنية الجديدة وهذا سبب قلقى |
| Bunca zamandır peşimizde olmamalarının sebebi de bu. | Open Subtitles | لهذا السبب لم يكونوا يطاردوننا كلّ هذا الوقت |
| Otel güvenliği okulundan Bill Landers'ı aramama sebebi de bu ozaman. Otel güvenliği okulundan Bill Landers'ı aramama sebebi de bu ozaman. Çünkü hiç tanışmadı. | Open Subtitles | لهذا السبب لم يتصل بـ(بيل لاندرز) الذي بأمن الفنادق, لأنه لم يلتقي به |
| Sürekli karanlık olmasının sebebi de bu. Işıkta yaşayamıyorlar. | Open Subtitles | هذا الذى يجعلة دائما ظلام هم لا يستطيعوا أن يقفوا الضّوء |
| Seninle asla birlikte olmamamızın sebebi de bu işte. | Open Subtitles | وهو تماما السبب الذي لا يمكن لي ولك ان نكون معا |
| İşçilerin buraya gelme sebebi de bu. | Open Subtitles | وهذا هو السبب في أن بناء العمال يأتون إلى هنا لتناول الطعام. |
| Onunla yüzleşememenin sebebi de bu. | Open Subtitles | هذا هو سبب عدم مواجهته وجهاً لوجه |
| Burada olmamın bir sebebi de bu. | Open Subtitles | هذا جزء من سبب وجودى هنا |
| Üst düzey dedektiflerimizden daha iyi bir yönetim bekleriz ki Lisbon'un soruşturulmasının ve ekibinin diğer mevkilerde görevlendirilmesinin sebebi de bu. | Open Subtitles | نتوقع إشراف أفضل من عملائنا الأعلى مقاماً، لهذا السبب يتمّ التحقيق معها وفريقها أعيد تكليفه بأعمال أخرى. |
| Oyunun bu kadar tutmasının ve günümüzde bile sergilenmesinin sebebi de bu. | Open Subtitles | وهذا سبب نجاح المسرحية ومازالت تقدم حتى اليوم |
| Ve eğer ifadeni alırsa, kağıttan evler gibi dökülürsün çünkü duygularınla hareket ediyorsun ve şu an bu durumda olmamızın sebebi de bu. | Open Subtitles | وإن فعل ذلك ستسقط كبيت من ورق لأنك شخص تحكمه عواطفه وهذا سبب كوننا في هذه الحالة |
| Hamile olduğunu anlamamanın sebebi de bu zaten. | Open Subtitles | لهذا السبب لم تعرفي أنكٍ حامل |
| Sürekli karanlık olmasının sebebi de bu. Işıkta yaşayamıyorlar. | Open Subtitles | هذا الذى يجعلة دائما ظلام هم لا يستطيعوا أن يقفوا الضّوء |
| Sana karşı savunmasız olmalarının sebebi de bu işte. | Open Subtitles | وهو تماما السبب الذي يجعلهم مسالمين امامك |
| Anlaşmalara varıyoruz. Bugün burda bulunmamızın sebebi de bu. | Open Subtitles | ويجري التوصل إلى اتفاقات وهذا هو السبب في أننا هنا اليوم |
| Burada olmamın sebebi de bu. | Open Subtitles | وهذا هو السبب في أنني هنا. |
| İşte sırrımı anne babama söylemememin sebebi de bu. | Open Subtitles | هذا هو سبب عدم اخباري لوالدي بشأن سريّ |
| Kabul edişimin bir sebebi de bu zaten. | Open Subtitles | هذا جزء من سبب الموافقة، لكن... |
| Üst düzey dedektiflerimizden daha iyi bir yönetim bekleriz ki Lisbon'un soruşturulmasının ve ekibinin diğer mevkilerde görevlendirilmesinin sebebi de bu. | Open Subtitles | نتوقع إشراف أفضل من عملائنا الأعلى مقاماً، لهذا السبب يتمّ التحقيق معها وفريقها أعيد تكليفه بأعمال أخرى. |