| Ve bu müthiş Sedef hastalığı devriminin işleri farklı şekilde yaparak, sürecin bu ters şekli ile elde edildiğini göruyoruz. | TED | ويمكنك ان ترى هذا الإنجاز الهندي لعلاج الصدفية من خلال عكس النموذج التقليدي لعلم الدواء و القيام بالأشياء بطرق مختلفة |
| Egzama değil, Sedef hastalığı, yani çok daha önemsiz bir deri hastalığı. | Open Subtitles | إنها ليست إكزيما إنها داء الصدفية والتي هي حالة جلدية أقل خطورة |
| Bu program sadece Sedef hastalığı için değil, kanser ve bir sürü farklı şeydeki paradigmaları değiştiriyor. | TED | وقد أعطانا علاجات ليس فقط لمرض الصدفية ، فحسب بل أيضاً لمرض السرطان ، ومجموعة كاملة من الامراض ، وتغيير نموذج كامل. |
| Örneğin, şu güzel mavi Sedef kabuğunu ele alalım | TED | خذوا على سبيل المثال، هذا الصدف اللؤلؤي الأزرق الجميل. |
| Birinci yıldönümümüz için bana Sedef kabzalı bir 38'lik verdi. | Open Subtitles | أهداني مسدس لؤلؤي عيار 38 لعيد زواجنا الأول |
| Kokain her zaman Sedef gibi görünür. | Open Subtitles | يبدو القسر البروفي كام اللؤلؤ دائماً. |
| Sedef kabzalı tabancalarınızı duymuşlar. | Open Subtitles | أنهم متشوقون لرؤية مسدساتك ذات المقابض اللؤلوئية |
| Başarısız New Orleans pezevenkleri Sedef kabzalı tabanca kullanır. | Open Subtitles | هم الذين يحملون مقابض لؤلوئية ... . ماذا عن ألفاظك ؟ |
| Bu kötü huylu Sedef. | Open Subtitles | حالة داء الصدفية هذه سيئة فيليس، أريدك أن تعتني بنفسك استعملي الدواء |
| Umarım arabanı çekici çeker umarım iğrenç kahven seni ülser eder ve de Sedef hastalığından geberirsin. | Open Subtitles | آمل أن شركة المرور تسحب شاحنتك وقهوتك الفاسدة تصيبك بعسر الهضم وتموت من الصدفية |
| Sedef hastalığı var da. Bak, stresle alakalı. | Open Subtitles | وكذلك مرض الصدفية , إسمع إنه مرتبط بالضغوطات |
| Ben de Sedef hastalığı olmayan bir beden istemiştim. | Open Subtitles | لقد طلبت المساعدة وأنا طلبت وعاءًا ليس به داء الصدفية يعني جسدًا 171 00: 10: |
| Teorik çalışmalardan sorar, mesela "Sedef hastalığı genetik bir rahatsızlık mıdır?" gibi. | Open Subtitles | يعارض الدراسات النظرية مثل: "تحديد ما إذا مرض الصدفية إضطراب وراثي"؟ |
| Sedef hastalığı bulaşıcı değildir. Kalıtımsal bir hastalıktır. | Open Subtitles | الصدفية غير معدية إنها مرض وراثي |
| Bence pek çok açıdan Mayaların mavi Sedef kabuğu kullanmalarının ilk gerçek bluetooth (mavi diş) uygulaması olduğunu düşünebiliriz. | TED | وأعتقد أنه من عدة وجوه يمكننا أن نعتبر إلى حد ما استخدام الصدف الأزرق لدى شعب المايا كأول تطبيق حقيقي لتقنية البلوتوث (Bluetooth:السن الأزرق). |
| - Sedef mi? | Open Subtitles | ) ( داء الصدف : هو مرض جلدي ) |
| Kısa namlulu bir 38'likti. Nikel kaplama, Sedef oymalı kabzası vardı. | Open Subtitles | أنف أفطس، 38، مطلي نيكل، مقبض لؤلؤي |
| Şehzade'mizin Sedef beşiğini getirdim. | Open Subtitles | جلبت للأمير مهداً من عرق اللؤلؤ |
| Oğlumun Sedef yatağı var, taht gibi. | Open Subtitles | لابني سرير من عرق اللؤلؤ إنه كالعرش |
| Sedef kabzalı tabancalarınızı duymuşlar. | Open Subtitles | أنهم متشوقون لرؤية مسدساتك ذات المقابض اللؤلوئية أنهم من العاج .... |
| Başarısız New Orleans pezevenkleri Sedef kabzalı tabanca kullanır. | Open Subtitles | حمقى "نيــو أورلانـد" فقط هم الذين يحملون مقابض لؤلوئية ... |