| Karın üstü yatar bir şekilde eğreti bir sedyeyle eve taşınmıştı. | Open Subtitles | تم نقله للمنزل على نقالة مستلقياً على بطنه |
| Seni de mi sedyeyle içeri aldılar? | Open Subtitles | هل تم حملك على نقالة أنت أيضاً؟ |
| İçeri giren ilk kişi dışarı sedyeyle çıkar! | Open Subtitles | أول شخص سيتخطي ذلك الباب سيخرح من هنا علي حمّالة |
| İçeri giren ilk kişi dışarı sedyeyle çıkar! Bir... | Open Subtitles | أول شخص سيتخطي ذلك الباب سيخرح من هنا علي حمّالة |
| Eğer şimdi bir tane içersem beni sedyeyle eve götürmek zorunda kalırsınız. | Open Subtitles | بالطبع إذا شربت كأس واحدة الآن، عليكِ أنْ تأخذيني إلى المنزل بنقالة. |
| Son 10 dakikadır, aynı adam boş sedyeyle 5 sefer tur attı orada. | Open Subtitles | طيلة الـ 10 دقائق الماضية رأيت الموظف عينه يمر 5 مرات بنقالة خاوية. |
| Hatta, geçmişte üç rakibini ringden sedyeyle göndermişliği var. | Open Subtitles | في الحقيقة ، التاريخ يعرف أنه اخرج 3 منافسين من هذه الحلبة على نقالات |
| Hatta, geçmişte üç rakibini ringden sedyeyle göndermişliği var. | Open Subtitles | في الواقع، والتاريخ يعرف... أنه يتم إرسال ثلاثة مرشحين للخروج من هذا الطوق على نقالات. |
| Öyle bir darbe daha alırsa eve sedyeyle gidecek! | Open Subtitles | ضربة أخرى مثل هذه و ستكون لاعبتنا على نقالة! |
| Valentino Rossi, bu padoktan sedyeyle çıkmaz. | Open Subtitles | فالنتينو" لن يغادر هاته الحلبة" على نقالة بعد الآن |
| Fleming sedyeyle çıkarılıyor. | Open Subtitles | فلامينغ محمول على نقالة. |