"seni buraya" - Translation from Turkish to Arabic

    • إلى هنا
        
    • لك هنا
        
    • بك هنا
        
    • الى هنا
        
    • وضعك هنا
        
    • لكم هنا
        
    • عليك هنا
        
    • بكِ هنا
        
    • منك المجيء
        
    • لم أتوقع أنها سوف
        
    • جاء بك
        
    • أضعك هنا
        
    • هنا يشكلون
        
    • هنا أيها
        
    • وضعتك هنا
        
    seni buraya çağırdım çünkü ifade vermeye hazır olup olmadığını bilmek istiyorum. Open Subtitles لقد دعوتِك إلى هنا كي أعرف ما إذا كنتِ مستعدةً للإدلاء بشهادتِك
    seni buraya neden getirdim bilmiyorum. Bu sadece düşündüklerimden biriydi. Open Subtitles لا اعرف لما جئت بك إلى هنا كانت فكرة واحدة
    Burada yapılacak iş var... ve seni buraya işte bu nedenle çağırdım. Open Subtitles هناك عمل يجب القيام به هنا وهذا هو سبب استدعائى لك هنا
    seni buraya getirdiklerinde karı gibi ağlıyordun. Open Subtitles عندما أتوا بك هنا وإحتجزوك كنت تبكي كالمرأة
    Çok önemli bir durum olmalı seni buraya getirtmesi için. Open Subtitles لابد ان تكون دعوة ملحة التي اتت بك الى هنا
    seni buraya getirdim çünkü belki bana biraz yardım edebileceğini umuyordum. Open Subtitles لقد أحضرتكِ إلى هنا على أمل أن تمنحيني القليل من مساعدتكِ.
    Bana kızgın olduğunu biliyorum çünkü yanlış düşüncelerle seni buraya getirdim... Open Subtitles أعرف أنكِ غاضبة مني لكني أحضرتك إلى هنا تحت إدعاءات مزيفة
    seni buraya getirenin ne olduğu hakkında, açıklama yapman gerek. Open Subtitles أحتاجك أن تعترفي عن السبب الذي جعلك تأتين إلى هنا
    Peki o zaman ona neden seni buraya gönderdiklerini anlat. Open Subtitles حسناً أخبرها لِمَ أرسلوكَ إلى هنا قل لها ما فعلت
    seni buraya getirtecegim ve her seyi çözecegiz, söz veriyorum. Open Subtitles سأعيدكِ إلى هنا ، و سنتناقش في كا هذا أعدكِ
    seni buraya kadar gelmek zorunda bıraktığım için özür dilerim, ama yolculuktan döndüğümde, gazeteden sadece bir kaç sokak uzaktaydım. Open Subtitles أنا آسف أنه كان عليك المجيئ إلى هنا لكن عندما عدت من السفر كنت فقط على بعد شارعين من الصحيفة
    Diana, Yıldız Safiri'ni seni buraya getirmesi için görevlendirdim, böylece bu onurlu amaca katılmak için son bir şansın daha olacak. Open Subtitles ديانا، وكنت قد ستار الياقوت تجلب لك هنا لذلك يمكن أن نقدم لكم فرصة أخيرة للانضمام قضيتنا النبيلة.
    Haklı olduğumu biliyorum. Bu yüzden seni buraya çağırdım. Open Subtitles أنا أعلم أنني محق ذلك هو سبب سؤالي لك هنا
    seni buraya, ihtiyarla bir bardak çay içmen için yollamadı mı? Open Subtitles وقال انه لم يرسل لك هنا لشرب كوب من الشاي مع رجل عجوز؟
    seni buraya getirmek Julian'ın fikriydi. Bizi büyük bir riske soktu. Open Subtitles كانت فكرة جوليان أن نأتي بك هنا لقد خاطرت كثيرا
    Barda seninle karşılaşması, seni buraya kadar izlemesi, söylediğin şeyleri dinlemesi - hepsi bir tuzaktı, değil mi? Open Subtitles بدءا من البار للحاق بك هنا وسماع ما تقولينه كل هذا كان معدّا له أليس كذلك ؟
    Zavallı küçük Seamus neden seni buraya getirdi dedektif? Open Subtitles الآن , لماذا أنت تجعل المسكين الصغير شيموس يأتي بك هنا , أيها المحقق ؟
    Bak. seni buraya kadar takip etmedilerse biraz vaktin var demektir. Open Subtitles انظري، طالما أنهم لم يتبعونك الى هنا إذاً لديك بعض الوقت
    Burada ölebilir veya benimle dışarı çıkıp seni buraya tıkanları cezalandırabilirsin. Open Subtitles إما نموت هنا أو نخرج كي نعاقب من وضعك هنا
    seni buraya onun hayatını kurtarasın diye getirttim, öldürtmen için değil. Open Subtitles أنا جلبت لكم هنا لإنقاذ حياتها، عدم الحصول على قتلها.
    seni buraya getirdiğim gibi, onu da getireceğim çünkü benden iyisi yok! Open Subtitles أنا ستعمل الحصول عليه هنا مثلما حصلت عليك هنا, 'سبب أنا سيد.
    seni buraya geri çağırdığım için kusura bakma, ama bunu sen geliştirdin... Open Subtitles , أعتذر عن الاتصال بكِ هنا . . لكن هناك أزمة بسيطة , لذا
    seni buraya çağırdım çünkü benim arkadaşımdın, ve neyi seçersem seçeyim beni yargılamazdın. Open Subtitles طلبت منك المجيء هنا لأنك كنت صديقا و اعتقدت أنك لن تحكم علي
    seni buraya... Open Subtitles لم أتوقع أنها سوف..
    'kurtarin beni' degil. 'Kurtuldum... kurtuldum.' seni buraya getiren o. Open Subtitles ليس "أنقذني" بل "أنقذتني" فهو من جاء بك إلى هنا
    - Gülünç hissediyorum. - seni buraya sığdıramazdım, değil mi? Open Subtitles ـ أحس بالسخف ـ حسنا، لا أستطيع أن أضعك هنا ،أليس كذلك؟
    seni buraya gönderenlerin farklı olduğunu mu sanıyorsun? Open Subtitles أتعتقد أن الأشخاص الذين أرسلوك الى هنا يشكلون أي تغيير؟
    seni buraya kadar getiren bunları söylemek miydi, Albay? Open Subtitles أهذا فقط النوع من الكلام الذي جعلك تُرْسَلُ هنا أيها الكولونيل
    Gördüğün gibi seni buraya yerleştirdim. Open Subtitles وضعتك هنا , كما ترى

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more