| Yapmam gereken bir şey var ve bunu Senin önünde yaparsam ilişkimizin bütün yapısı değişecek | Open Subtitles | عزيزي .. هنالك شيء يجب ان افعلة .. و اذا فعلتة امامك |
| Hayır. Mitch'e Cam'i Senin önünde öpebileceğini söyle. | Open Subtitles | لا اخبر ميتشل بانه امر عادي ان يقبل كاميرون امامك |
| Senin önünde hasta insanlarla dalga geçmemesi gerekirdi. | Open Subtitles | لم يكن يتعين عليه ان يسخر من الناس المرضى امامك |
| Görünüşe göre şanın Senin önünde gidiyor. | Open Subtitles | اشياء عن سمعتك تسبقك |
| Görünüşe göre şanın Senin önünde gidiyor. | Open Subtitles | اشياء عن سمعتك تسبقك |
| Senin önünde "bu evde bir çocuk sahibi olabiliriz" diye konuşmuştuk.. Ama sen o evle ilgili hiç bir şey söylemedin bize. | Open Subtitles | لقد قلنا امامك انه من الممكن ان نحظى بطفل و لم تقل شيئا |
| Senin önünde bu şekilde görünmekten daha kötü bir şey yok. | Open Subtitles | لا يوجد اسوأ من ان اشعر بالاستياء امامك |
| Senin önünde tıp okulundan konuşup duruyorum. | Open Subtitles | لإنني اتحدث عن كلية الطب امامك |
| Özür dilerim, Senin önünde tartışmamalıydık. | Open Subtitles | انا اسفة , لم يكن علينا ان نتجادل امامك |
| -Bütün hayatın Senin önünde. | Open Subtitles | حياتك بالكامل امامك - ... صباح الاثنين - |
| Bir de Senin önünde yapacağım. | Open Subtitles | وسأمارس الجنس معة امامك كذلك |
| Senin önünde bir kez daha görüşeceğiz. | Open Subtitles | و نتناقش الان امامك مرة اخرى |
| Hayatta Senin önünde giyinmem. | Open Subtitles | انا بالتأكيد لن البس امامك |
| Ama bunu Senin önünde yapamam. | Open Subtitles | ولا يمكننى ان اجلس عليه امامك |
| Senin önünde onlara işkence yapacağım. | Open Subtitles | سوف أعذبهما امامك |
| Ve... Senin önünde zevke geldim. | Open Subtitles | لقد داعبت نفسي امامك |
| Ve her şey dışarıda, Senin önünde. | Open Subtitles | ومازال المستقبل امامك |
| Düşüncelerin her zaman Senin önünde oldu. | Open Subtitles | أفكارك دائما تسبقك. |