| Bu genç kadını personelinden birinin öldürdüğünü, senin de bilgi sakladığını öğrenirsek, o kişiyi içeri atmakla kalmam, seni de atarım. | Open Subtitles | إذا علمنا بأن شخصاً في الطاقم قتل تلك الفتاة وأنت تخفي المعلومات سوف أضع ذلك الرجل في السجن لكن أنت أيضاً |
| Özür dilerim, senin de kabuğuna çekilmene sebep olmak istemedim. | Open Subtitles | أنا آسفة, وأنا لم أكن أعني أني أغلقك أنت أيضاً |
| senin de oğlun. Suçun yarısını üstelenmenin zamanıdır artık. | Open Subtitles | إنه ابنك أنت أيضا يا موريل, أتكلم عن الوقت الذي بدأتي فيه تتلقي نصف اللوم |
| senin de değil, burada değildin ki. | Open Subtitles | و هي ليست لك أيضاً فأنت لم تكن هنا حين وجدتها |
| senin de böyle olmana şaşırdım. - Pekala, bir yoklayalım. | Open Subtitles | متفاجئة, متفاجئة لان ذلك يحدث لك أيضا لا, ولكن إختبار سريع |
| senin de annen geriye doğru yaşlanıyor olsaydı, sen de tuhaf olurdun. | Open Subtitles | لكن, تعلمين, لكنتِ ستكوني غريبة الأطوار أنتِ أيضاً.. إن تقدّمت والدتك في العمر بالعكس كما فعلت والدتي |
| Ama sakın zannetme ki, senin de bana yalan söylemeni farketmedim. | Open Subtitles | .. ولا تظن أنني أتجاهل حقيقة أنّكَ أنت أيضاً كذبتَ عليّ |
| senin de söyleyeceklerin var değil mi? | Open Subtitles | أنت أيضاً تريد أن تقول لها أشياء، أليس كذلك؟ |
| Anlasan iyi olur. Yoksa senin de sonun o olur. | Open Subtitles | حسناً ، ينبغى أن يكون هكذا لأنها ستكون نهايتك أنت أيضاً |
| Gondo, senin de payın var, ve biz sana bu konuda güveniyoruz. | Open Subtitles | كوندو .. أنت أيضاً تمتلك أسهم و نحن نعتمد عليك |
| Ne denirse densin, benim umrumda değil, senin de olmamalı. | Open Subtitles | على أي حال, هذا لا يهمني ويجب ألا يهمك أنت أيضاً |
| İçeri girdiğimizi gören bir sürü insan var. Beni yine öldürmeye çalışacağından eminim. senin de beni. | Open Subtitles | لا يمكنك قتل ظابطين شرطة العديد من الناس رأونا قادمين أنت أيضاً |
| Ama sana yardım etmem için senin de bana etmen lazım. | Open Subtitles | أريد مساعدتك ولكن أنت أيضا يجب أن تساعدني |
| Bu senin de kaderin çünkü üçüncü çember Oburluk Cerberus'un bedeni içerisinde yer alıyor. | Open Subtitles | وهو مصيرك أنت أيضا دائرة الشراهة تكمن داخل جسد سيربيروس |
| - senin de arkadaşın olabilir. | Open Subtitles | من الممكن أن تكون صديقة لك أيضاً |
| senin de amına koyayım, ama daha önemlisi, teşekkürler. | Open Subtitles | تبا لك أيضا لكن في الغالب شكرا لك |
| İşler değişiyor ve senin de kendi hayatını yaşaman gerek. | Open Subtitles | الأشياء تتغير و يجبُ عليك أنتِ أيضاً أن تكون لكِ حياتك الخاصة |
| Onun gibi bir şey. senin de burada olman gerekir. | Open Subtitles | شيء من هذا القبيل، أنت أيضًا يجب أن تكون هنا. |
| Böyle bir şey olmasını istemiyorum. senin de istemeyeceğini biliyorum. | Open Subtitles | انا لا اريد هذا ان يحدث ولا انت ايضا تريده |
| Ne dediğini unuttum, o biçim bir gece kulübü işletiyorsun, kanıtlarımız var, hükümet senin de iş yerini kapatacak. | Open Subtitles | نسيت ان اخبرك عملك المخل بالاداب فى الملهى اللليى وعندنا اثباتات على ذلك الحكومة ستصادر اعمالك انت ايضاً |
| - Senin seçeneklerin var kardeşim. - senin de var. | Open Subtitles | ـ لديك خيارات يا أخي ـ وأنت أيضاً لديك خيارات |
| senin de. Bu yaralar enfeksiyon kaparsa ölebilirsin. | Open Subtitles | وكذلك أنت ، إذا تعرضت تلك الجروح للعدوى، ربماتتسبببموتك. |
| Onun seni görmeye ihtiyacı var. senin de onu. | Open Subtitles | إنها تريد أن تراك ، وأنت كذلك تريد أن تراها |
| Evet, senin de gereksiz riskleri alan biri olman gerek. | Open Subtitles | أجل ، و أنتَ يفترض أنّ تكون مُتخذ المخاطرات غير الضرورية. |
| Hastane kapandıktan sonra bu işe devam edeceksen senin de araştırmanı salık veririm. | Open Subtitles | و كذلك أنت إذا كانت هذه هى طريقة كسب عيشك الوحيدة بعد إغلاق المستشفى |
| senin de dinlenmen iyi olmaz mıydı? | Open Subtitles | أليس الإسترخاء مفيد لكِ أيضاً ؟ |
| Döndüğünde senin de anlatacak birkaç hikayen olacaktır. | Open Subtitles | ستعود ومعك قصّة أو قصّتين لترويها أنت الآخر |