"senin iyiliğin için" - Translation from Turkish to Arabic

• لمصلحتك
• لصالحك
• من أجل مصلحتك
• من اجل مصلحتك
• من أجل فائدتكَ الخاصة
• لأجل مصلحتك
• لمصلحتكِ
• من أجل مصلحتكِ
• كله لأجلك
• أجل مصلحتك أنت

- Biliyorum zor, fakat bu uzun vadede senin iyiliğin için.
أعرف أن هذا صعب , ولكن.. إنه لمصلحتك على المدى البعيد.

Ama unutmayalım ki, bu durum senin iyiliğin için işe yaradı.
اذاً دعنا لا ننسى, لقد سارت الأمور لمصلحتك

Sebepleri her neyse, senin iyiliğin için olduğuna inanabiliriz.
مهما كانت أسبابها لكنها كانت على ثقه ان هذا سيكون لمصلحتك

Seni seviyorum, Bay Karga ama kanatların iyileşinceye kadar bu senin iyiliğin için.
..انا احبك سيد غراب لكن الى ان تتحسن جناحيك فهذا لصالحك

senin iyiliğin için bitmemiş gibi davranmasına izin verdim.
من أجل مصلحتك لم تزعم بذلك و لكنى جعلتها تزعم بذلك

Baban da ben de senin iyiliğin için bu evliliğe müsaade etmiyoruz.
والدك وانا لن نسمح بهذا الزواج , من اجل مصلحتك

Majesteleri bunu senin iyiliğin için yapıyor.
جلالته يَعْملُ هذا من أجل فائدتكَ الخاصة

senin iyiliğin için böyle davranıyorum.
أنا أعاملك بقسوة لأجل مصلحتك فقط

Bu senin iyiliğin için. Yatağın dışında emeklemek sana göre değil.
هذا لمصلحتك وحفك خارج السرير ليس جيداً لك

senin iyiliğin için yaptım. Böyle bir insanla bağ oluşturmanı istemedim.
فعلت ذلك لحمايتك و لمصلحتك, لااريد اية علاقات اخرى مع ذلك الشخص

Bir gün her şeyi senin iyiliğin için yaptığımın farkına varacaksın.
يوما ما ستدركين أن ما قمتُ به كان لمصلحتك

Bunu senin iyiliğin için yapıyorum.
سوف تحصل لي تلك الصفحات. أنا أفعل هذا لمصلحتك.

Bunu senin iyiliğin için diyorum, çünkü kovulacak olursam ve bu senin yüzünden olursa şeytanı bile utandıracak şeyler yaparım.
..أقول هذا لمصلحتك و السبب ..إن تم طردي و كان هذا بسببك فسأرتكب أفعالاً تُخزي الشيطان

Yaptığım her şeyin senin iyiliğin için olduğunu bir gün anlayacaksın.
يوماً ستتفهمين بأن كل شئ فعلته كان لمصلحتك

Bunun senin için ne kadar zor olduğunu biliyorum ama bunu senin iyiliğin için yapıyoruz.
انظري ، أعرف كم صعب هذا عليكي ولكن نحن نفعل هذا لمصلحتك

Bak, onunla gönül eğlendirme derdinde olmadığını biliyorum ama inan bana, bu senin iyiliğin için.
أعرف أنها ليست النوع التي تحب إطلاقه بعد الحصول عليه لكن ثق بي، ذلك لصالحك

Unutma, her ne kadar acı verse de, bunların hepsi senin iyiliğin için.
وتذكر، مهما كان الأمر مؤلماً هذا لصالحك أنت

bunu yapmaktan hoşlanmıyorum fakat bu senin iyiliğin için.
يبدو أنك غير معجبة بهذا الآن ولكن هذا من أجل مصلحتك.

Ben size iyi şeyler dileyen sakın kapatma, bu senin iyiliğin için.
أنا من سيحقق أمنياتك لا تغلقي الهاتف, هذا من أجل مصلحتك

Bunu senin iyiliğin için söylüyorum.
أنا أخبركِ هذا لمصلحتكِ الشخصية

Belli ki, bunu senin iyiliğin için yapıyorum.
على ما يبدو , أنني أفعل ذلك من أجل مصلحتكِ

Ama bu senin iyiliğin için.
لكنه من أجل مصلحتك أنت