"senin kanın" - Translation from Turkish to Arabic

• دمك
• دمائك
• دماؤك
• ودماؤك
• دمكِ
• دماءك

Hangisi daha zehirli, bilemiyoruz. Gamma mı, yoksa senin kanın mı?
وما زلنا لا نعرف أيهما أكثر سميةً أشعة جاما أم دمك

Sanırım senin kanın, beni zengin edecek şey çiftçi oğlan.
أعتقد أن دمك هو ما سيجعلني غني يا فتي المزارع

senin kanın bana karıştı, benimki de sana.
دمك قد تدفق إلى ذراعي ودمى تدفق إلى ذراعك

senin kanın bana karıştı, benimki de sana.
دمائك قد تدفقت الى ذراعي ودمائى قد تدفقت الى ذراعك

Yara yok. Bu senin kanın değil, John.
هذه ليس دماؤك, جون

senin kanın katalizör, bu bütün işimi görür.
دمك هو الـمُـحَـفِّـزْ الذى يجعل كل ذلك يعمل.

senin kanın ölmeme yardım edecek.
شاعري ، أليس كذلك؟ دمك سوف يساعدنى لأموت.

Bunu konuşmuştuk. senin kanın uymuyor.
لقد تحدثنا في هذا فصيلة دمك غير مناسبة لي

Bundan hiç haberim yoktu. senin kanın. Seni öldürmesine şaşmamalı.
لم أعرف من قبل عن هذا إنه دمك لا عجب أنه يقتلك

Üzerinde senin kanın vardı. Başka ne vardı biliyor musun?
لقد كان دمك عليه أتعلم ماذا أيضا كان لديه؟

Bundan sonra ağzından çıkacak olan kelimeler kazaya sebep olan bu kartın üzerinde neden senin kanın olduğunu açıklasa iyi olur.
الكلمة القادمة الخارجة من فمك من الأفضل أن تفسر لما دمك موجود على اللوحة التي سببت الاصطدام

Bu meclisi yönetmek ve Lycanların yürüyüşü bitirmek için bana tek lazım olan, senin kanın.
كل ما أحتاج لحكم هذا المجمع ووضع حد لتقدم المستذئبين هو دمك

senin kanın benim kanım, Senin aklın benim aklım senin bedenin benim bedenim.
دمك هو دمى ... عقلك هو عقلى . جسمك , جسمى

Kaderin ağları senin kanın ve ruhunla benim yaşam formumun yeniden doğmasını sağlayacak.
شبكة القدرِ تحمل دمك وروحك... عد إلى التكوين بشكل حياتي.

Kan nakli için. Çünkü senin kanın toza dönüşmüş ve kalbini tıkamış.
،في عملية نقل دم لأن دمك تحول الي تراب

Olay mahallînden iki blok aşağıda seni ellerin kanlı kaçarken buluyorlar ellerindeki kan senin kanın değil.
وأمسكوا بك خارج هذا الملهى على بُعد مبنيان ويداك ملطخة بالدماء، وليست دمائك

Kanları üzerinden silmeye başladığımda onların senin kanın olmadıklarını fark ettim.
وعندما حاولت مسح الدماء أدركت أنها لم تكن دمائك

senin kanın da hâlâ siyah meyankökü gibi kokuyor.
رائحة دمائك ما زالت مثل عرق السوس الأسود.

Çatıdaki senin kanın.
دماؤك على السطح.

Bedenin bir gemi senin kanın anahtar.
جسدك هو الوعاء، ودماؤك هي المفتاح.

Sen, senin kanın pek çok insana yardımcı olabilirdin
أنتِ و دمكِ يمكنكِ مساعدة الكثير من الناس

senin kanın da kurt adam ısırığını tedavi edebilecek tek şey olduğundan senden bana eşlik etmeni istiyorum.
وطالما دماءك هي الترياق الوحيد لعضّة المذؤوب، فأودّك أن ترافقني