| Önemli değil. Önemli olan benim haklı olmam. Bu senin kararın. | Open Subtitles | لا يهم ، المهم هو أنى كنت على حق قرارك أنت |
| Tabi bu senin kararın olmazsa, Doktor. Benim kararım. | Open Subtitles | غير أن هذا ليس قرارك يا دكتور إنه قراري أنا |
| Tamam, Mick, patron sensin, senin kararın, ama... | Open Subtitles | حسنا يا ميكي أنت الرئيس و هذا قرارك ولكن |
| Fakat haklı olduğun bir konu var, evet bu senin kararın, ve bu şeyi ararken tutuklanmanı istemedim. | Open Subtitles | لقد كنت صائبا في شيء واحد .. انه قرارك لا أريد أن يتم اعتقالك و أنت تبحث عن الحقن |
| Sana saygısızlık olmasın diye sen ayrılana kadar ve senin kararın olduğundan emin olana kadar hamle yapmadı. | Open Subtitles | لكنة لم يفعل اى شئ لأنة يحترمك لقد انتظر حتى انفصلتما و تأكد ان هذا قرارك |
| Eğer hem tenis oynayıp hem benimle olabileceğini düşünüyorsan, bu senin kararın. | Open Subtitles | إن كنت تعتقد بأنك قادر على ممارسة كرة المضرب والبقاء معي إذن فهو قرارك |
| Babana gelince, halkla ilişkiler uzmanı tutmak senin kararın mıydı? | Open Subtitles | وبشأن والدك, هل كان قرارك بأن توظفه كوكيل إعلام؟ |
| Hayatının sonuna kadar bana kızacaksan bu senin kararın. | Open Subtitles | إذا كنت ستقضي بقية حياتك غاضبا مني، فهذا قرارك. |
| Bu senin kararın. Ama eski bir kinin... | Open Subtitles | حسناً، هذا قرارك لكن إن كنتَ ستدع ضغينةً قديمة |
| Tabii ki senin kararın! Babanın ne kadar acı çektiğine dair bir fikrin var mı? | Open Subtitles | بالطبع هو قرارك, ألديك أي فكرة عن مقدار الالم الذي مر بوالدك ؟ |
| Sana bir şey danışmak istedim. Tamamen senin kararın. | Open Subtitles | أريد أن أخبرك بفكرة لكنه كليا قرارك انتي |
| Araştırmaya devam etmek isterim ama bu senin kararın. | Open Subtitles | أريد ان أستمر في هذه العملية الأن لكن هذا قرارك |
| Başkalarına söyleyip söylememek senin kararın olmalı. | Open Subtitles | شعرت بأنه إذا رغبت اخبار الناس فهذا قرارك وليس قراري |
| - Evet, senin kararın olmalıydı ama nedense konu Christa Lorenson olunca at gözlüklerini takıyorsun o yüzden, rica ederim. | Open Subtitles | ,لا, كان من المفترض أن يكون قرارك لكن يبدو أنك تصبح أعمى ,عندما يتعلق الامر بكريستا لورنسون |
| Bebeği doğurmak istemiyorsan eğer bu senin kararın. | Open Subtitles | إذا لم ترغبي بالإحتفاظ بالطفل فذلك قرارك |
| Tıpkı seni kesmelerinin senin kararın olmadığı gibi. | Open Subtitles | كما لم يكُن قرارك عندما قرروا إستبعادك من الفريق |
| Neticede bu senin kararın, fakat sana danışmanlık yapmak da benim işim. | Open Subtitles | إنه قرارك في النهاية لكنه عملي أن أنصحك كما ينبغي |
| Kapa çeneni anne,bu senin kararın değil. Kahramanlık yapmak istiyorum. | Open Subtitles | إصمتي ، أمي ، إنه ليس قراركِ أريد أن أُستغَل |
| Takımınla ne yapacağın senin kararın, Herb. | Open Subtitles | ما تفعله بفريقك عائد لك "هيرب" |
| Her neyse ben Mike'ı birkaç günlüğüne işten çıkarmayı şahsi bir iyilik olarak düşünürdüm ama yine de bu senin kararın. | Open Subtitles | على أيّ حال، سأعتبر الأمر معروفًا شخصيًّا إن سرّحت (مايك) لبضعة أيّامٍ، لكنّ القرار لكَ. |
| Şey, bu senin kararın. | Open Subtitles | وهذا هو اختيارك. |
| Pekala bu senin kararın değil. | Open Subtitles | حَسناً، هو لَيسَ قرارَكَ. |