| Şüphelimizi yakalamakta Senin oğlan epey yardımcı oldu. | Open Subtitles | إن فتاك ساعدنا للغاية . يإعتباره مشتبهنا الرئيسي |
| Çünkü.Senin oğlan bana tapusunu imzaladığından beri, sahibiyim. | Open Subtitles | لانه منذ أن وقع فتاك الصك لي فأصبح المكان لي |
| Senin oğlan Trakyalı'dan hoşlanıyor, değil mi? | Open Subtitles | فتاك يرفه عن الثراسي, أليس كذلك؟ |
| Senin oğlan barutla oynuyor. | Open Subtitles | فتاكِ هذا يلعب بإصبع متفجرات |
| Senin oğlan RJ'de onların torbacı listesindeydi. | Open Subtitles | فتاكِ (آر جاي) كان مسجل في لائحة إستلامهم |
| Senin oğlan diğerlerinden daha kötü işe bulaşmış. | Open Subtitles | كان ولدك في شيءٍ سيء، أسوأ من المُعتاد. |
| Senin oğlan esaslı çocukmuş. | Open Subtitles | إن فتاك لديه الكثير من الشجاعة. |
| Yanlış hatırlamıyorsan Senin oğlan Barksdale'leri sevmiyordu. | Open Subtitles | وأتذكر أن فتاك لم يُكنّ الحب (لجماعة (باركسديل |
| Senin oğlan yoruluyor. | Open Subtitles | فتاك ينال منه التعب. |
| Nerede Senin oğlan? | Open Subtitles | اين فتاك اللعين ؟ |
| Evet, Senin oğlan Caffrey aldı onu. | Open Subtitles | نعم ، إنه بحوزة . (فتاك (كافري |
| Sutton, Senin oğlan baya batmış durumda. | Open Subtitles | ساتن), فتاك حقاً) فى مشكلة عويصة |
| Senin oğlan bugün orada pek iyi durmuyor Grayson. | Open Subtitles | فتاك ليس متألقاً اليوم يا (غرايسن) |
| Estelle, Senin oğlan tam bir beyaz şövalyeymiş. | Open Subtitles | (إيستيل) فتاك يتصرف كفارس أبيض |
| Senin oğlan Ja-sung mesela? | Open Subtitles | لربّما فتاك (جا سونغ)؟ |
| Senin oğlan diğerlerinden daha kötü işe bulaşmış. | Open Subtitles | كان ولدك في شيءٍ سيء، أسوأ من المُعتاد. |