| Arayıp duruyor. Seni TV'de görmüş ve seninle konuşmak istiyor. Ona iş yeri numaranı verdim ama telefonu bağlamadıklarını söylüyor. | Open Subtitles | ما زال يتصل لقد شاهدك على التلفاز و يريد التحدث معك و هو يتصل برقمك و لكنهم لا يصلوه بك |
| Arayıp duruyor. Seni TV'de görmüş ve seninle konuşmak istiyor. Ona iş yeri numaranı verdim ama telefonu bağlamadıklarını söylüyor. | Open Subtitles | ما زال يتصل لقد شاهدك على التلفاز و يريد التحدث معك و هو يتصل برقمك و لكنهم لا يصلوه بك |
| ...Binbaşı Lorne seninle konuşmak istiyor. Olanlar hakkında kötü hissediyor. | Open Subtitles | الرائد لورين يريد التحدث إليك أنه يشعر بالسوء حيال ما حصل |
| Annem seninle konuşmak istiyor. Bence izin verdi, bekle. | Open Subtitles | أمي تريد التحدث معك أعتقد أنها ستوافق، انتظر |
| Polisler seninle konuşmak istiyor. şu anda yoldalar. | Open Subtitles | الشرطة تريد التحدث إليك انهم في الطريق إلى هنا |
| seninle konuşmak istiyor. Evet. Kusura bakma. | Open Subtitles | نعم ، يريد أن يتحدث معك نعم ، معذرة خطي متعطل |
| Avukatı seninle konuşmak istiyor. | Open Subtitles | محاميه، يريد التحدث معك غالبا بخصوص رفع قضية مدنية |
| Alt tarafı seninle konuşmak istiyor. Kararından vazgeçiremedim. | Open Subtitles | يريد التحدث معك ولم أستطع إقناعه بغير ذلك |
| Eric tabii. Hayır, hayır. seninle konuşmak istiyor biliyorum. | Open Subtitles | أوه.إريك.اوه.لا.لا أعلم,هو يريد التحدث معك. |
| Tamam. Tamam. Teşhirci seninle konuşmak istiyor. | Open Subtitles | حسناً، حسناً المستعري يريد التحدث إليك |
| - seninle konuşmak istiyor. - Çok sinirli. | Open Subtitles | ـ أنه يريد التحدث إليك ـ أنه متحمس جدًا |
| Babam telefonda. seninle konuşmak istiyor. | Open Subtitles | أبي على الهاتف يريد التحدث إليك |
| İnsanlarla görüşmek için hemen hemen hazır, ama önce seninle konuşmak istiyor. | Open Subtitles | -أنها جاهزه لمقابله الناس -لكنها تريد التحدث معك أولا ً |
| Yüksek Disiplin kurulu seninle konuşmak istiyor. | Open Subtitles | لحظة عرض الحادثة تريد التحدث معك |
| Neyse, beni buraya, Charly'ye yardım etmeye gönderdi. seninle konuşmak istiyor. | Open Subtitles | على أي حال أرسلتني إلى هنا لأساعد تشارلي , تريد التحدث إليك |
| Benjamin, baban seninle konuşmak istiyor, dışarıda. | Open Subtitles | بينجيمين, والدك يريد أن يتحدث معك إنه في الخارج |
| Nikolai Amca kızdan sonra seninle konuşmak istiyor. | Open Subtitles | بعد البنت، العم نيكولاي يريد التحدث اليك |
| Kingsley seninle konuşmak istiyor. | Open Subtitles | كنزلي يريد التكلم معك |
| Kampanyasını yürütmek için seninle konuşmak istiyor. | Open Subtitles | يريد أن يتحدث إليك حول ادارة حملته الانتخابية |
| Patronun telefonda, seninle konuşmak istiyor. | Open Subtitles | رئيسك على الهاتف يريد الحديث معك |
| Polis seninle konuşmak istiyor. | Open Subtitles | حسنا, الشرطه سوف تريد التحدث اليك ,انت تعلمين هذا |
| - Roberta seninle konuşmak istiyor tamam mı? - Tamam. | Open Subtitles | -مرحباً , "روبرتا تريد الحديث معك , حسناً |
| Annen fikir ayrılıklarınızı çözmeniz için seninle konuşmak istiyor. | Open Subtitles | أمكِ تريد التحدّث معك الآن لكي تقوم بتسوية الخلافات. |
| Direktör sahneden önce seninle konuşmak istiyor. | Open Subtitles | المدير يريد التحدث معكِ قبل صعودكِ المنصّة |
| - Tatlım, anneni versene. - seninle konuşmak istiyor. | Open Subtitles | عزيزتي, ضعي أمكِ على الهاتف - يريد التحدّث إليك - |
| Ray Keene telefon açtı. Başkanın hedef olduğunu söyledi. seninle konuşmak istiyor. | Open Subtitles | راي كين على الهاتف يقول أن الرئيس ليس الهدف و يريد أن يتكلم معك |