| Seninle tanıştığım an tek istediğim senin üzülmene izin vermemekti. | Open Subtitles | اللحظة التي التقيت بك فيها كل ما أردت فعله .. هو ان لا اخذلك |
| Seninle tanıştığım vakit çaresiz birine benziyordun. | Open Subtitles | ولكنني قبلتك كمريض من باب اللطف بك لقد بدوت وكأنك رجل يائس عندما التقيت بك |
| Seninle tanıştığım günden beri zaten hiçbir şey düzgün gitmedi. | Open Subtitles | لم تكن حياتي سوى جحيم حقيقي بعدما إلتقيت بك عنوة |
| Seninle tanıştığım andan beri böyle hissediyorum. | Open Subtitles | شعرت هذا منذ لحظة إلتقيت بك |
| Los Angeles için yola çıktığım gece, uçakta Seninle tanıştığım gece... | Open Subtitles | ليلة مغادرتي لـ لوس انجلس الليلة التي التقيتك فيها على الطائرة |
| Seninle tanıştığım gece, neredeyse ölüyordum. | Open Subtitles | في الليلة التي قابلتك فيها، كنت تقريباً ميت. |
| Seninle tanıştığım zamanlar, hayatta gerçekleştiremeyeceği bir şey olmayan biriydin. | Open Subtitles | ...عندما ألتقيت بك لم يكن هناك شي في العالم لا تستطيع فعلة أو أنجازة |
| Aman Tanrım, Seninle tanıştığım zaman sadece bir bisikletin vardı. Yalnızca bu değil, | Open Subtitles | يا إلهي ، عندما قابلتك كنت تملك دراجة فقط |
| Seninle tanıştığım gündü. | Open Subtitles | كان ذلك في يوم لقائي بك. |
| Ya da benimle gelebilirsin, diğer tarafta ne olduğunu bilmiyorum ama yanımda olacağını biliyorum ve Seninle tanıştığım andan beri tek istediğim bu. | Open Subtitles | أو يمكنكِ أن تأتي معي, لكني لا أعرف ما يوجد على الجانب الآخر لكن أعرف أنكِ ستكونين الى جانبي و هذا كل ما رغبتُ بهِ منذ أن إلتقيتُ بكِ |
| Seninle tanıştığım zaman sen tedirgin, asabi... bir eziktin. | Open Subtitles | عندما التقيت بك كنتَ عصبياً خاسر بعصبية شديدة |
| Sonunda Seninle tanıştığım için çok mutluyum, beni her zaman senden korkmuşumdur... ve korkmak hoşuma gidiyor. | Open Subtitles | أنا سعيدة حقاً لأني التقيت بك أخيراً ... أنا كنت دائماً أخاف منك وأنا أحب أن أكون خائفة |
| Seninle tanıştığım günden beri değer verdiğim bütün her şeyi kaybettim! | Open Subtitles | ،منذ أن التقيت بك كل شيء ...اهتميتُ لأجله .... |
| Seninle tanıştığım için çok mutluyum. | Open Subtitles | انا سعيدة للغاية انى التقيت بك |
| Seninle tanıştığım andan bu yana öylesin. | Open Subtitles | كل لحظة منذ إلتقيت بك |
| Seninle tanıştığım için çok mutluyum. | Open Subtitles | سعيدة جدا أنني إلتقيت بك. |
| Ama Seninle tanıştığım günden beri serseri çıldırmışsın. | Open Subtitles | انا اكرة ان اكسر ارساله لك حبيبي لكن كنت مثل الخفافيش المجنونة منذ اليوم الذي التقيتك به |
| Aslında ilk defa bir başkasında kendimden bir parça görmem Seninle tanıştığım gün oldu. | Open Subtitles | بالواقع، أول مرة رأيت نفسي في شخص آخر، كان يوم التقيتك. |
| Seninle tanıştığım andan beri görünmeyen bir şeyi gördüm. | Open Subtitles | من اللحظة التي قابلتك بها رأيت فيك شيئاً خفياً |
| Seninle tanıştığım andan itibaren böyle hissediyorum. Evet. | Open Subtitles | اعرف انني شعرت بهذا في اللحظة التي قابلتك بها |
| - *Seninle tanıştığım için mutluyum". | Open Subtitles | - أنا سعيد لأني ألتقيت بك. - صحيح. |
| Seninle tanıştığım andan itibaren, senin benim için fazla iyi olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | من اللحظة التى قابلتك كنت اعلم انكِ جيدة كثيراً علي |
| Seninle tanıştığım ilk anda söyledim sana sen bundan daha fazlasısın Erik. | Open Subtitles | أخبرتك بلحظة لقائي بك |
| - Hayır, Seninle tanıştığım için mutluyum. | Open Subtitles | - كلا ، أنا سعيد لأنني إلتقيتُ بكِ - |