| Seninle yalnız konuşmalıyım, önemli bir konu var. | Open Subtitles | اريد ان اتحدث معك لوحدنا انه موضوع دقيق قليلا |
| Evde olsaydı, Seninle yalnız kalmak için buraya gelir miydim? | Open Subtitles | اكنت لآتي هنا معك لوحدنا لو كان هنا؟ |
| Ben girmek istedim ama önce Seninle yalnız konuşması önemliymiş. | Open Subtitles | أردت الذهاب إليه ولكنهم قالوا أنه من المهم أن يتكلموا معه على انفراد أولا |
| - Seninle yalnız konuşmak gerek. - Bir şey söylemeliyim. | Open Subtitles | ــ أريد محادثتك على إنفراد ــ يوجد شىء أريد أن... |
| Seninle yalnız kalmak isterken pek konsantre olamıyorum. | Open Subtitles | لن يمكنني النجاح إذا كان كل ما أريده هو أن أكون وحيدة معك |
| Ama aslında Seninle yalnız kalmak istiyordum. | Open Subtitles | ولكن في الواقع أردت فقط ليكون وحده معك. |
| Bilmem, belki yağmurlu bir gecede Seninle yalnız kaldığım içindir. | Open Subtitles | لا أعلم, ربما كوني وحدي معك في ليلة ممطرة |
| Pekala. Seninle yalnız konuşacağım. | Open Subtitles | حسناً، سأتحدث معك لوحدك |
| Ama bu şekilde değil, ...nereye dönsek insan var, Seninle yalnız kalmanın mümkün olmadığı bir vakitte. | Open Subtitles | ولكن ليس هكذا، مُحاطة بعدد من الناس، غير قادرة على أن أكون معك وحدك. |
| -Allie Seninle yalnız görüşeceklerini söyledi. | Open Subtitles | - آلي تقول أنهم يريدون التحدث إليك بمفردك - |
| Ingemar, Seninle yalnız konuşmam lazım | Open Subtitles | إينجمار, أريد التحدث معك لوحدنا |
| Çünkü Seninle yalnız konuşmak istedim. | Open Subtitles | لأنني أردت ان أتحدث معك لوحدنا |
| Seninle yalnız konuşup konuşamayacağımı sordum. | Open Subtitles | طلبت اذا كان بإمكانني التكلم معك لوحدنا |
| İçeride Seninle yalnız olmaktan korkuyorum. | Open Subtitles | التواجد معك لوحدنا |
| Patty, Seninle yalnız konuşabilir miyim? | Open Subtitles | باتي ، هل يمكنني التحدّث معكِ على انفراد ؟ |
| Joe, bu adam Danielle'i öldürttü ve tek istediği Seninle yalnız buluşmak. | Open Subtitles | جو ، هذا الرجل قتل دانييل ويرغب بمقابلتك على انفراد |
| Hepsine gece izni verdim, Seninle yalnız konuşmak istedim. | Open Subtitles | لقد أعطيتهم راحة بقية اليوم وددت أن أتحدث معك على انفراد |
| Onları korkutmak için söyledim böylece Seninle yalnız konuşabiliriz. | Open Subtitles | قلت ذلك لإخافتهم حتى أستطيع أن أتحدث معك على إنفراد |
| Seninle yalnız yürümek isterdim. | Open Subtitles | تشرفت بلقائك أود التكلم معك على إنفراد |
| Seninle yalnız kalmak isterken konsantre olamıyorum. | Open Subtitles | لن يمكنني النجاح إذا كان كل ما أريده هو أن أكون وحيدة معك |
| Aklı başında hiç kimse Seninle yalnız kalmaz. | Open Subtitles | سيدة ( وايت ) لا يوجد رجل عاقل يريد أن يبقى وحده معك |
| Seninle yalnız kalmak istiyorum. Şey... Bence bu iyi bir fikir olmazdı. | Open Subtitles | أُريد أن أكون وحدي معك لا أعتقد بأنها فكرة جيدة |
| Seninle yalnız konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | أردتُ التكلم معك لوحدك. |
| Seninle yalnız kalmam gerekiyordu. | Open Subtitles | . لم أقم بذالك قبلاً . كان علي أن اكون معك وحدك |
| Acımasız, Ji Yaohua Seninle yalnız konuşmak istiyor. | Open Subtitles | (الدمّ البارد)، (جي ياوهوا) ترغب بالتحدّث إليك بمفردك. |