| sera etkisi bir yüzyıldan uzun bir süredir iyice anlaşıldı. | TED | تأثير الاحتباس الحراري تم فهمها بشكل جيد لأكثر من قرن. |
| Toprağı işlemeyi bıraktık ki, havaya sera etkisi yapan gazların karışmasını engelleyebilelim. | TED | توقفنا عن الحرث ، حتى نتمكن من منع غازات الاحتباس الحراري من الوصول إلى الجو. |
| Ve sonra, volkanların püskürttüğü karbonların çok güçlü sera etkisi ile erime başladı. | Open Subtitles | الكوكي بقي ناصعا لـ 20 مليون سنة مضت وثم بدأت بالذوبان، بواسطة تأثير الاحتباس الحراري القوي |
| Dünya'nın kızılötesi ışıması, eğer atmosferde sera etkisi yapan gaz molekülleri olmasaydı uzaya doğru kaçardı. | TED | تنطلق الأشعة تحت الحمراء المنبعثة من الأرض في الفضاء إذا لم تتوفر جزيئات غاز الدفيئة في غلافنا الجوي. |
| sera etkisi yaratan gazların birçok kaynağı var, kesinlikle hepsinden bahsetmeyeceğim. | TED | وهناك العديد من مصادر غازات الدفيئة لن أتحدث بالتأكيد عن جميع هذه المصادر. |
| Tüm bunlar sera etkisi sonucu tam olarak görmeyi beklediğimiz etkiler olurken güneş enerjisinin artması sonucunda ise bunun tam tersi etkiler yaşanacaktır. | Open Subtitles | و ذلك تماماً مانتوقعه من تسخين الإحتباس الحراري, لكن عكس ماقد يُسبِبَهُ الإرتفاع في الناتج الشمسي. |
| Bu kontrolden çıkmış sera etkisi durdurulamazdı. | Open Subtitles | تأثير هذا الإحتباس الحراري الجامح كان غير قابل للتوقف |
| Aynen burada Dünya'da olduğu bir sera etkisi. | Open Subtitles | ومثل الاحتباس الحراري هنا على الأرض، عندما يكون لديك زجاج |
| Katların bir koleksiyonudur, birbirleri üstünde, merkezde bir iç kısımla, asansörler, merdivenler, borular, kablolar, her şeyle ve sonra direkt güneş yayınımı yüzünden içeride büyük bir sera etkisi yaratan camdan bir dış tabaka. | TED | مجموعة من الطوابق الواحدُ فوق الآخر، وجُزْءٌ أساسيٌّ في الوسط يضُمُّ المصاعد والسلالم والأسلاك وكلّ شيء. ثُمّ غلافٌ زُجاجي في الخارج، ونظرًا لتعرُّضه المباشر لأشعة الشمس، فإنّه يُحدِث مفعولاً هائلاً من الاحتباس الحراري بالدّاخل. |
| Küresel ısınma bulut değişikliklerini tetikler, bu da daha güçsüz sera etkisi veya daha etkili güneş kesici yaratırsa, bulutların soğutucu gücü güçlenmiş olur. | TED | إذا أدى الاحتباس الحراري إلى تغير سحابي يؤدي إلى تقليل الاحتباس الحراري أو زيادة فاعلية الوقاية من الشمس، فإن هذا سيعزز قدرة الغيوم على التبريد. |
| Bir sera etkisi sürecine kaçış başladı. | Open Subtitles | جفت البحار من الحرارة "بدأت عملية "الاحتباس الحراري |
| Burada hemen hemen bir parça sera etkisi var. Triton'un üzerinde gerçekleşiyor. | Open Subtitles | هناك نوع من تأثير الاحتباس الحراري |
| Böylece... Arrhenius'un toerisi... ve bütün global ısınmacılar eğer bu sera etkisi ise gündüz sıcaklıkları da artmalı diye düşünmelilerdi. | TED | إذن -- نظرية أرهينيس -- وكل من يتعاطى الاحترار العالمي يعتقدون -- سيقولون، نعم، يجب أن ترتفع في نهار كذلك، إن كان ذلك تأثير الاحتباس الحراري. |
| (Gülüşmeler) Uğraştığımız şey kontrolden çıkan sera etkisi: Mars’taki eriyen buzulları, özellikle de yerdeki buzulları görmemize yetecek kadar sıcaklık artışı. | TED | (ضحك) ما نستهدفه هو تأثير ظاهرة الاحتباس الحراري: إرتفاع درجات الحرارة الكافية لرؤية الكثير من الجليد على المريخ -- خاصة الجليد الموجود في الأرض -- يذوب. |
| Yiyecek amaçlı hayvan yetiştirmek bütün taşımacılık sektöründen fazla sera etkisi gazı üretiyor. | Open Subtitles | تربية الحيوانات لأجل الطعام تنتِج المزيد من الغازات الدفيئة أكثر مِن قِطاع النقل بكامله. |
| sera etkisi sebebiyle Venüs daha sıcak. | Open Subtitles | كوكب الزهرة هو الأكثر حرارة بسبب تأثير الإحتباس الحراري |
| Yazıyor! sera etkisi öngörülüyor! | Open Subtitles | اخبار جديدة العلماء يتنبأون بتأثير الإحتباس الحراري |
| İşte sera etkisi de tam olarak bu. | Open Subtitles | و هذا مايقوم به الإحتباس الحراري. |